O YİĞİT...
yıllar yorgun yiğidim saatler emekliyor
güneşe yas düşmüş güller solgun bekliyor asırlar var ki sen yoksun kayıpsın yiğidim kalmadı istikbale dair bir tek bile ümidim ne gaye ile gittin sana neler oldu bilemedik senin şanlı tarihini ne onlar ne biz silemedik sen bir davasın sen bir ümitsin sen güneşsin sende ısındık biz yiğidim sen dağlara eşsin kılıcının gölgesinde ne mesut günler geçirdik nice soysuz zalimin tahtını başına geçirdik ah şimdi hangi hicran benim hicranımdan büyüktür sensiz geçen asırlar üzerimize kutsal bir yüktür kıydılar sana zalimler sorgusuz sualsiz kıydılar zülfikar kılıcı sancağı elinden ihanetle aldılar cihana sığmayan yüce bedenini bir çukura attılar bizim katığımıza yiğidim yokluğunda zehir kattılar şimdi nağmeler öksüz besteler kimsesiz kaldı ruhumdan sunduğum güller bahçesiz kaldı yoktun sekizinci notadan ağıtlar yaktım sana dil uzattırmadım sadık kaldım hep hatırana ama sen yoksun şimdi bilmem ki yine gelmez misin bu millet balkanlar ortadoğu ne halde bilmez misin senin uğruna destanlar yazdık türküler tutturduk nice ihanetleri nice düşmanları dimağlara unutturduk olur da sen gelirsin diye yeniden bizi sararsın diye ruhlarımızı canlarımızı saklıyoruz sana hediye Serdengeçtim o gitti gelmez bir daha cihana adaleti hoşgörüsü hakimiyeti hayal oldu gayrı sana Yiğidim ya gel yeniden al bizi kanatların altına ya da tarihin tozlu sayfalarında iç çekelim saltanatına... |
ya da tarihin tozlu sayfalarında iç çekelim saltanatına...
Kutluyorum güzel dizeleriniz.
Saygı ve selamlarımla.