GÜL SULTAN
gül sultanım
kaç yarınımız var daha iki dağ arasında gel zaman git zaman saçların topuklarında gitmeden papatya falına bırakma sevdamızı aşk mezarlığına gömme öykümüzü menekşe maviliğinin huzuru yüzünde sen gülünce soluksuz bakardım gözlerine gün biter zaman gider giden ömürden zamansız kalkar ayrılık kervanı vedasız gitme hatta hiç gitme her nefes alışımda mıhlamışım seni gönlüme tahta pencereli evlerin önünde asılı duran saksı çiçeklerinin kokusunda ciğerime çektim seni hep arka sokaklarda bekledim seni pencereyi sabah açtığında güneşin sıcaklığından önce gözlerinin aydınlığı düşerdi Arnavut kaldırımlarının üstüne kıvırcık saçlarının gölgesi vururdu avuçlarımın uçlarına mavi gülüşlerinin izleri yüreğimde durur topak topak senden gayri ne gündüz sarar ne gece örter ruhumu gül yüzlü sultanım kaç yarınımız var daha bilinmez gel zaman git zaman anı yaşayalım tez elden yaşayalım öykümüz masal olmadan 29/01/2024 Aliş Gülden |