EMEKLİ'YE HEDİYE!
EMEKLİ’YE HEDİYE!
Emek n’oldu emek, emek! Gocayınca öldü demek! İstanbul’da bir semt vefa; Boza, dürüm, ekmek, yemek! Köye gitsin demiş biri Kaldı mı ki köyde yeri Yer dediğin yer insanı; Emekliye mezar yeri! Emekliler hangi köye Gitsinler mi kadıköye Mecalleri kaldı mı ki; Anca gider bakırköye! Emekliler devlete yük! Bütçeye yükleri büyük! Nasıl halletsek bu işi; Adalette şakül kayık! Toplu taşım beleş gezer Boş fileler, çarşı pazar Oh ne âlâ lüküs hayat; Üstüne de şiir yazar! Rastgele rast şarkımızdır Şarkımız da farkımızdır Güfteleri emekliden; Elle dönen çarkımızdır! Nasıl, dönüyor mu çarkın Marketlerde var mı farkın On bin yetiyor mu bari; Bankada mı dolar markın! Emeksiz olaydın keşke Çalışırdın gelip aşka Dizlerinde derman var mı; Başkaydın eskiden başka! Ah emekli, vah emekli Çekeceksin âh emekli Emeklerin boşa gitti; Yandın ki eyvah emekli! Hayat bir iğneli fıçı Emeklinin büyük suçu Çuvaldız işe yarar mı; Karışık fıçının içi! Sana verdim ben bu yılı Nur içinde makam âlî Al on bini mutlu yaşa; Zaten günlerin sayılı! Murat Kahraman Murâdî 27.01.2024/İst. |