İyiyi ve güzeli görmeyen gözlerin
Bağlandığı zihni neyleyim
Kuş gagasıyla akrep zehriyle
Gönül pençelerini sökmeyen sözü neyleyim

Geldim, kırk yıldır nefesim var
Yokluğun mimarına garezim var kinim var
Zoru sevmem, kolayına tebessümüm var
Yâre mahpus olmayan sıfatı neyleyim

Ne alemler gezsin bende ne de utansın benden ar
Derinliğin karanlığını gösteren ışığım var
Labirent gibi tapınmaktan vazgeçeli
On bin yıllık duaların Tanrısını neyleyim

Dudaklarım çöllerin kumunda
Kirpiklerim buz tutmuş kutuplarında
Ellerim madencilerin alın teriyle yıkandı
Ben sarayın sultanın devletin ticaretin emrini neyleyim

Demirci değilim kıvılcımlar saçayım
Çiftçi değilim tohumları açayım
Bir masa bir sandalye karşımda hep duvar
Ben duvar örenlerin şakülünü neyleyim

Gerekir mi bize nasihat ne ayet ne de yasa
Kırılalı çok oldu çürüdü gitti eskileri taşıyan asa
Dağlarım devrilmiş gökyüzüm dağılmış
Ben rüzgâr kanatlı hayalleri neyleyim

Acının ızdırabın kahrın ve çilenin sahibiyle yattım
Ben sadece kiralık kitaplara lisanlarını sattım
Zarar ettim saymam kâr da almadım
Taksitle yaratılan ilimlerin ciğerini neyleyim

Kalmadı bende benden olup biten
Senden değildi hiçbir zaman gözümde tüten
Mirasını dağıttım küllerimi miras kıldım
Ben cesedime sarılacak kefeni neyleyim

...Y...