yazık
yanarım...
sana harcadığım zamana... sana emeklerime yanarım... ama dönüşü de yok biliyorum. gözlerimde buldum seni, yüreğimin en derininde taaaa en uzak yerinde buldum seni... kimsenin giremediği yerde gördüm, orda okadar masumdun ki, çıkaramadım geri seni ordan, yapamadım atamadım yüreğimden... gözlerine baktığımda kayboldum, ellerin o kadar sıcaktı ki bırakamadım, ne seni çekip atabildim durduğun yerden; ne de ben dönüp gidebildim... sen orda kaldın ben de yanında... gitmek istedim çoğu zaman, gözlerine bakmamak istedim, yüreğimin en ucra köşesinden çıkarıp atmak istedim ama.... zormuş be, yüreğine söz geçirmek kolay değilmiş, çekip gidemiyormuşsun her istediğinde vazgeçmeyi başaramıyormuşsun zaten vazgeçmekte istemiyormuşsun... seni yaktığını bile bile kalıyormuşsun, yüreğin can çekişirken,kıvranırken sen halaa inatla ayaktaymışsın; çünkü biliyorsun ki yüreğin başkasına ait ve sen onu kaybetmemek, ondan vazgeçmemek için, onu öldürmemek için var gücünle direniyormuşsun... ve sen acılar içinde kıvranırken, sevgini,onu yaşatmaya çalışırken o yüreğine başkalarını sokmuş... ve işte, bu masalında sonu gelmiş, ruhun savaşı terketmiş vazgeçmeyi de kabullenmiş... ve giderken söylediği tek şey: "yazık"olmuş... "yüreğime yazık!" gamze beştepe |
bu masalında sonu gelmiş,
ruhun savaşı terketmiş
vazgeçmeyi de kabullenmiş...
ve giderken söylediği tek şey:
"yazık"olmuş...
"yüreğime yazık!"
Keşkelerin yaşanmayacağı ya da yaşanmadığı bir dünya var mıdır, inanın çok merak ediyorum.
Sizi ilk okuyorum ama iyilki de okumuşum.
Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize.