AYRILIK
Seven sevdiğini her zaman özler
Her an göze gelir kâlp yakan gözler Kâlpten kâlbe sessiz düşünce közler Aşkın en yakıcı hali ayrılık Yanımda ol diye yalvarır gönül Yediveren gülden dal verir gönül Sarı pembe yeşil al verir gönül Kâlpten kopan bir gül dalı ayrılık Ayrılmazken etli tırnak etinden Kesilse de tenin kopmaz ki tinden Ayrışırken zaman dün ile günden Mahşerde vuslatın yolu ayrılık *** Kalbi içten yakan közü mü tutsam Gözden yüze düşen tuzu mu yutsam Sever iken aşkla nasıl unutsam Bir Kız Kuşu bir Tuz Gölü ayrılık İsmi var cismi yok anar mı anar Gül aşkıyla gönül yanar mı yanar Yanan kâlp kirece döner mi döner Kirecin kaymağı balı ayrılık Aktaş idim yandım küle döndüm ben Kireç olup külden kile döndüm ben Kâğıttan beyaz bir güle döndüm ben Sözle kavuşmanın yolu ayrılık *** Gönül sarayımın burcu hisarı Kırık dökük kâlbim aşkın eseri Kör kütük bir sarhoş ipsiz serseri Sevda ile mecnun deli ayrılık Yerinden sökülüp yele kapılmış Dağdan yuvarlanıp sele katılmış Dalgayla vurulup kuma çakılmış Bir sandal ağacı salı ayrılık Sevdim gülüm seni böyle çılgınca Kapıldım deryaya selde algınca Her sabah yastıktan başım kalkınca Gözümde dikenli çalı ayrılık *** Aklıma gelince yıllardan sonra Üç gün iki gece yollardan sonra Yolculuk sonunda sarılıp orda Bir beyaz mendilin gülü ayrılık O hurma ağacı hâlâ yerinde Sökülmüyor kâlpten kökü derinde Meyveler tatlanır gözün ferinde Ay Güzeli Sevda Seli ayrılık İşler iken soğuk iliğ’me kadar Yanan kâlbim güneş aşkın ile nâr Ateşin güneşten ötesi de var Işığın pervane kulu ayrılık *** Dalga dalga saçın buğday başağı Karlar erir akar belden aşağı Tozaran sularda bir gökkuşağı Bir çağlayan "Gelin Tülü"ayrılık Varlığı yokluğu güçlüğü gördüm Hepliği tekliği hiçliği gördüm Göz ile görünmez içliği ördüm Ateşten gömleğin külü ayrılık Aşık Aktaş yazdı baharı yazı Dilinden düşmeyen bülbül avazı Yalnızca gülüne geçmedi nazı Kırıyor kanadı kolu ayrılık Şaban AKTAŞ 20.12.2023 - 16.47 Görsel; Ferhat ile Şirin mezar anıtı.. AMASYA |