Başkaldırmak –II-Bu bir aşk öyküsü değil Bir başkaldırı hikâyesidir Bedo su gibidir akar Bir destandır Yağmur misali yağar Zulmün üstüne üstüne Bedo Bir köy çocuğudur Bir ihanetin mağdurudur Üstüne mermiler yağarken Tanıdı kendini, milletini Hep özgür bir yaşam düşlerdi Sımsıcak koynunda Yıldırım gibiydi zulmün karşısında Bedo Herkesçe bir başka bilinirdi Biraz anlaşılmaz Biraz bulunmaz Sorgusuz sualsizdi Kimine göre sığınakların adamı Kimine göre kaçakçı Kimine göre terörist Kimine göre eli kanlı bir firari Kabarık dosyaların adamı İsmi yasak ülkenin karakollarında resmi asılı Polis afişleriyle aranır Kanun tanımaz Kimine göre özgürlük savaşçısı Umut ışığı Hak sevdalısı Ülke aşığı Kimine göre delinin biri Devletin kiralık katili Siyaset adamı Kimine göre bir başına devlettir dağlarda Bedo Hasret türküleriyle doyurur karnını O bir Fırat o bir Dicle idi İsmi arananlar listelerinde Tüm resimleri siyah beyazdı Hayat okulu mezunu Ve tek başına mezuniyetini kutlamış kişidir Bedo Kimi zaman ideolojilere tükürmüş adamdır Kimi zaman davası uğruna ölümlere atılandır Karanlık zindanların adamı Kanlı pusuların kahramanı Ezilenlerin, sömürülenlerin yoldaşı Bedo Radyo anonslarının Televizyon haberlerinin Gazete manşetlerinin Flaş haberi Çekilmez, değişmez adamıydı Bedo Üniversite kapılarında İşçi mitinglerinde Özgürlük eylemlerinde Yaşam mitinglerinde dayak yiyendir Sloganlarıyla yargılanandır Bedo Özgür bir coğrafya düşlerdi Özgür bir tarih Özgür bir halk Yıllarca yanlış tanıdınız Bedo’yu O, dağ kadar sessiz Bir ırmak gibi coşkulu, saf Aktıkça berraklaşır Toprak gibi cömert Alnı ter kokulu Söylenmemiş bir türkü Gurbet durağında yalnız bir adam Hasretle büyüyen bir garip Yalansız törelerin adamı Silahsız, yüreği kızgın mangaldır Bedo Yeminlidir Aşka burun kıvırtmaz Kıvılcımdır, yanan ateştir, Sıkılan kurşuna siperdir Çiledir, hüzündür Ama hep üzülmüş, üzmemiştir Bedo Tek başına tarihtir, felsefedir, ideolojidir Buram buram toprak kokar Yağmur misali Berekettir, umuttur, sevinçtir, aşktır… 15.12.1997 Besni / Adıyaman |