ESİR
Sevdanın hamalıydı gönlü
Gönlü yorulmak bilmezdi Yorulmak bilmezdi düş kurmaktan Yük olma derdi kalbime Kalp yüksüz ne işe yarar, Mavi kubbenin dibinde Üç ağaç parçasını, üstte birleştirdiler İki ayağı vardı oysa birde kalbi Tek bir gül dedi ölüm fermanım Yaprakları tek tek döküldü gülün Biri sol ayağına düştü Rüzgar savurdu kalanları Anmak istedi son nefesinde Aşkı ve Sevdayı Ve gülümseyen insanlar görmek istedi, İgrenerek bakınıyordu oysa Yüzünden dövmeli adamlar Astılar onu, çarmak gibi düşün Güneş dahi doğmamıştı Nefessiz kaldı gökyüzü Tek bir damla kan dökülmedi Öylece bakınıyordu gözleri İsyan eder gibiydi Sizmiydiniz fedakarlığım!... Ay’ın aydınlığı sadece onun bedenindeydi Onun bedeni aydan daha parlak Kuşlar depesinde ağlaştı Karıncalar dolmuştu etrafa Sırtladılar arta kalan sevdayı Geçtiler zorlu tünellerden Ulaştılar küçük bir odaya Taştan yastık yaptılar Topraktan örtü serdiler ...... Nurullah ÇAĞLAK |