Kurşun
KURŞUN
Sensizliğe kurşun sıktım, Geldi bana saplandı. Seni bana yar etmeyecek kader,anlaşıldı. Sevda hasreti akşamlarımda yine yalnızım desene. Biriken şişelere yenisini ekleme zamanı. Şişeleri biriken dertlerimle yarıştırıyorum, Dertlerim hep galip geliyor. Zehir zıkkım günler yaşıyorum sensiz. Sen bensiz nasıl yaşıyorsun bir tanem? Beyaz bir sayfa açayım dedim gönlüme, Dertlerim kapkara etti sayfamı. Ey kaderim,ey kaderim ne zaman güldüreceksin bu garibi? Ne zaman buldurmayacaksın şişenin dibini? Sevinçle harmanlamak istedim garip gönlümü, Bir selamı bile çok gördün be güzelim. Alacağın olsun hayat,alacağın olsun. Zaten hep almıyor musun? Bir sevdalı tanıdım koca şehirde, Sevmediğim İstanbul’u sevdirdi bana. Ne sevdalı ama,dünya tatlısı. Hani derler ya “ağzından bal damlıyor”. Baldan tatlı geldi sevdalının sözleri. Haydi Ozan,doldur kadehi bir daha, Dertlerini eritecekmiş gibi yudumla zıkkımını. Sigarandan derin bir nefes çek, Sigara,sigara olduğuna pişman olsun. Sen de biliyorsun,azalmaz dertlerin, Azalmaz ,sevdalı yanında olmadıkça,azalmaz. Müzeyyen Senar’dan bir şarkı daha dinle, Ardından bir de Mustafa Keser. Keser mi,kesmez mi bu şişe,bilemem !... Gece daha uzun,dertler sıralı. Yavaş yavaş yudumla,kıpkırmızı şarabı. Gün kızıllığına sakla şişenin dibini. Gün kızardıkça,güzelleşir şarabın rengi. Hiç olmazsa o güzelliği görsün gözlerin. Barı Ozan ZEYREK Mudanya/8 Aralık 2011 |