Dost Ülke
Ey, Filistin
Kanayan yaramın yetim çocuğu. Uzanamadığım, Başını okşayamadığım, Doğru düzgün el veremediğim, Hakkıyla yardım edemediğim, Katledilen binlerce masum yavru. Biliniz dualarım sizinle, Sizin için ulular ulusuna Meramımı arz ediyorum gündüz gece. “Bu kıyım, Bu yıkım, Artık Bitsin, Bu amansız yangını söndürüversin” diye… Gözüm yaşlı, rica ediyorum, yalvarıyorum, yakarıyorum. Belki bu kula gülersiniz “Bilmiyorsun gittiğimiz yeri, asıl sen ölüsün, biz diri.”dersiniz. Eminim, diyorsunuzdur hatta. Siz şehitsiniz, mertebeniz yüksek, bilirim. Bilsem de kıyamam. Kıyamam; yavrusunun naaşını taşıyan o masum babaya, Kıyamam; arkadaşı ile top oynarken bombardımana tutulmuş, o feryadında haklı çocuğa, Kıyamam; hamileyken doğuma yakın bebeği ile ölen o anaya, yavruya… Kıyamam ey dost ülke, Kıyamam, içim paramparça, Kor düşmüş alnımın ta ortasına, Yanar durmaz, yanmasa olmaz. Yetsin bu akan kan, Verilen şehit. Yetsin çekilen azap. Dirilicekse neticesinde insanlık, Bu emele hizmet ediyorsa şayet yaşanan vahşet, Merhameti getirecekse içimize bu kıyım; Yinede, Vallahi değmez, billahi değmez bu kadar acıya, ızdıraba, feryada, endişeye. İnşallah kurtul bugünlerden kalbimin yorgun ülkesi, Ey güzel Filistin, İnşallah dinleneceğin günler çabuk gelsin, Kurtuluşun yakın, ömrün uzun, önün açık olsun. İlelebet huzur ve sevgiyle yaşa! |