KERPİÇ EVİMMahpushane çalarken, Fikri zikirden, Gençliğimi hoyratça, Kaldın hüznünle baş başa, Benim yaslı kerpiç evim… Damında kalmış karın, Erimiş sızmış ciğerine, Babamın alın teri, Annemin kokusu, Akmış kerpiçlerinden… Dökülmüş kederinden, Sıvalar ardı sıra, El dokuması halıya, Sevda işlenmiş kilime, Gözyaşıyla sulanmış hasıra… Leğende doğdu dokuz can, Bu evde Elif ebenin elinde, Soldu ikisi daha bebekken, Yirmi birinde vuruldu Mehmet’im, Ben mahpus Ahmet yad ellerde… Dut nar ağacım güllerim, Ağlıyordu yıkıntına, Kemiği sızlıyordu toprakta, Babamın, annemin Mehmet’imin, Kına yakmıştı düşman eline… Mazi yüklü kerpiç evim, Çöktüm ağladım başucunda, Can evim kavruldu yeniden, Çıplaktır vahşidir kahpe zulüm, Dededen toruna hep bize ölüm… |