ZALİM GURBETŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirin hikayesi şairin şehrinden göç ettiği dönemdir.
Gördüm dostlarımı bir yorgun halde genç çağında büktü belimi gurbet Gitti eski günler çare yok elde her bir yandan kırdı gönlümü gurbet Bakma yazüm gülür içerden ölmüşü yüreğeme türlü kahır gam dolmuş Rengim gitmiş yüzüm sarılmış solmuş aktı gözümden selimi gurbet Öldü fikrimdeki kurduğum günler gönülden gelmiyor giyinim donlar Bu iş uzattıkça muhabbet sunar zehire dönderdi balımı gurbet Herkes meskânında gülüp dierdi ekmeği varidı suyla yiyerdi Bilmedim bu kadar cana kıyardı hasret ağrdıbtı telimi gurbet Düştü umutlarım ele bakarım erir bedenim su gibi akarım Döneydim diyara gün gün sanardım sundurdu açılan gülümü gurbet Yaşlı olanımız halinden bitti gençlerimiz yorğun hayalda gitti Kimi şehit kimi variken itti yalan dedi gerçek dilimi gurbet Ah dostum ne zaman biter dönerim Telafer toprağın nasıl sunarım Yüksek başlı kalesinde konarım doğru sanamıyor falımı gurbet Düşündükçe akar gözümün yaşı siyah zülfün gitti ağardı başı Acı gün ardından atarım taşı kurtar bu beladan hlimi gurbet BABAOĞLU diyer yandı canımız aktı gitti boşa temiz kanımız Garibik cevherden olsa yanımız çölde kalanımız galmuyu gurbet |