zihnimde çıtırdayan kelime seslerini gecemde yanıma yoldaş seçsem üşümesinler diye üzerlerini örtsem bende bıraktıkları ne varsa hepsini camdaki buhara nakış gibi işlesem bütün sıcaklarını bütün üşümelerini bu dünyanın bütün kelimelerini
bir gökyüzü altında ışığa boğulmuş omuzlarında mavi bir hırka gri renkli bir harf sensin dese tanıdım seni adını biliyorum tek bir kelime yazsa üç harf yetse artsa bile şair yazsa adımı
yolun iki tarafında camdan kandiller yakarak alınlarının üzerine portakal çiçeklerinden taçlar ayak bileklerine yaseminden bilezikler takarak yumuşak kıvrımlı giysilerin içinde bedenlerini rüzgara bırakıp beyaz köpüklerin arasına atılsalar ayaklarının altında çakıl taşı ipeksi kum gökyüzünde yıldızlar yağmur ve bulutlar
kelimeler yağarken her şey ırmak olsa şafağa değin bütün hikayelerin içerdiği cümleler ışık olsa su olsa yağmur olsa
değil mi ki her şeyle her şey arasında incecik bir çizgi sadece bir yol kıvrımı an bir düş fark ediş bir an olsa alev ateş su damlaları ateş ve su sadece bir kelime olsa
az gitseler uz gitseler gah ateşe tapınan pervaneler gibi yana yana gah mecnun-misal divaneler olup leylaları ana ana ah dedikçe bir ah daha ederek ah u vahı dağı taşı delerek ömre bedel hançerler saplansa yüzlerce kez bağırlarına yüzlerce kez ölüp yüzlerce kez yine dirilse kelimeler yeniden ölebilmek için saklı sevdalarını toprağa düşürmemek için en son yalan gazelin en son kafiyesinde yitirseler ruhlarını
ağacından kopmuş söğüt dalı olsa kelimeler savursa fırtına dalgaları bütün hüviyetlerini damla damla soluksuz kalsalar gece boyu ağlasalar bakıp ay ışığına ne deniz kuşları olsa ortada kanadına sığınıp kurtulacakları ne de tutunacak bir zeytin dalı
şiir şiir kitaba dönüşseler ön kapağında bir cümle arkasına bir paragraf yaşanılan her ne varsa satır satır dize dize onurlu kavgalar hele o öfke anlar yok mu hani kalemin kağıda açlığı gibi en güzel besteyi söyleyen bir aşkın eşiğinde yitip gitseler geride bir destan bırakarak kelimeler
gitseler ruh iklimlerine ercesine akarak balalar onlarla türkülerini söylese anneler bebelerine süt verirken ninnilerini dese atalardan dedelerden böyle işittik böyle yazdık deseler
deseler ki yaşamak mavera çiçeklerin rengindedir burada ya ki kızıl kor demetlerince sarp güvercinlerce düşen canların anlattığı öykülere döner gibi bir bir sevgiliye erer gibi göğüslere iliklenen aşktır bir tek aşk yalnızca aşktır kelimeler
kelimeler benim biricik dostum onlarla ben ayrılmaz iki sevdalıyız bazen egzotik kuş desenli değerli bir porseleni büyük bir bünyan halıyı türk kahvesi fincanı eski çağlarda hazırlanmış bir haritayı zengin ve ağır ipekleri bibloları akikleri gravürleri konuk ederiz onlarla
bazen de bir madeni somyayı yün şilteyi hasır örgülü dört tabureyi ahşap çerçevede bir fotoğrafı birkaç harfin dokunuşuyla canlandırır işin içine hayaller karıştırıp geceleri sabah yaparız
akşamın bir vaktinde kavurucu etkisinden uzaklaşır nazlı güneş sağ salim evine yol alır aydınlık akşam ezanlarıyla şehrin semalarında yankılanır oyundan bir türlü usanmayan çocukları güç bela sokaktan toplar kelimeler
ayağı nasırlı teyzeler ayakları ağrıya ağrıya bacakları sızlaya sızlaya yorgun ama keyifli kahvesini içer iplerini omuzlarına dolamış hamallar köyde bakkal osman dayı oflaya puflaya evlerinin yolunu tutar etli pilav kuzu kavurma yiyebilir hoşaf içilebilir kelimelerle
ateşler içinde yanan aşığı yürek yangının doğurduğu aşkı gönülden geçenleri çok ırak bir hayali sözü incitmeden harflerin ucunu kanatmadan ifşa edebilir kelimeler han odalarında mektep sıralarında
mutluluklara alacalar üşüşmeden güneş ve yağmur gökkuşağına dönüşmeden bir leyla ağlar ta uzaklarda sabah kuşlarına bakarak elinde bir demet gül dudaklarında kızılca kelimelerle çağrılar uçurur tan yerine kavuşmak için sevgiliye
gönül gözü aşkla körleşmemiş herkes ama herkes onlarla mecnun olmak ister onlarla leyla arar gözler onlarla dile gelir çaresiz yakarışlar sese bürünür türküye şarkıya ağıta dönüşür yaşanan her hikaye
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kalemin kağıda açlığı gibi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kalemin kağıda açlığı gibi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her zaman ki gibi harika duygularla yazmış olduğunuz gönül sesinizi beğeniyle okudum; Gönlünüze gelen ilhamınız sel olsun taşsın, yazan kaleminiz daim, yüreğiniz dert görmesin, Allah'a emanet olun...
Bu şiir, yaşamın farklı renklerini, duygularını ve anılarını kelimeler aracılığıyla resmediyor. Mavera çiçekleriyle süslenmiş bir yaşam, aşkın ve duyguların çeşitli yönlerini içeriyor. Şair, kelimeleri, birbirine sıkı sıkıya bağlı iki sevgili gibi tanımlıyor ve onlarla birlikte hayal dünyasını zenginleştiriyor.
Kelimeler, şairin yaşamındaki her detayı canlandıran bir araç olarak kullanılıyor. Egzotik desenlerden antik haritalara, değerli porselenlerden tarihi dokunuşlara kadar birçok nesneyi kelimelerle anlatarak, bir tür sanatsal ifade yaratıyor.
Şiir, günlük yaşamın sahnelerini resmederken, akşamın huzurlu atmosferinden teyzelerin ayak ağrılarına, sokaktaki çocuk oyunlarından köydeki günlük yaşama kadar çeşitli detaylara odaklanıyor. Ayrıca, duygusal anlarda kelimelerin gücünü vurgulayarak, aşkın, sevgilinin çağrısının ve mutluluğun kelimelerle ifade edilen bir dans olduğunu gösteriyor.
Şiir, aşkın ve duyguların kelimelerle nasıl ifade edilebileceğini anlatarak, yaşanan her hikayenin kelimeler aracılığıyla şekillendiğini vurguluyor.Kaleminize sağlık.
sanki içinde aşkın şifresi
eyvallah