Otoban
Otobanın hangi şeridinde özler ki insan sevdiğini bir sigaranın dudaklarımda ki sana olan zikredişlerimi
Uzun yolculuklar bunlar tek kişilik sessiz bir gecenin sabahında Hiçbir beklentisi olmayan yağmurlar yağıyordu aklımın en kurak kuyusuna ve mavinin denizle buluştuğu Çocuk kahkalarının geçtiği o yolda Mahçup bir bakışın teslimiyeti gibiydi yeşil bir yaprağın üzerinde kızaran o elma Hayat suçlar hayat aklar elbet bir gün ikimizi Artık satırlar çiğ yıldız yağmurları kadar acımasız Ne içi gelin nede dışı damat bir portakal çiçeği İstanbul mu istiyordun üst üste yığılmış trajedi Fark etmediğin kalpte şimdi kiralık şiirler oturuyor Ellerin kapısını çalacak kadar geç kaldı artık Ve şunu bilmeni isterim Senin artık bu şehirde bir şiirin kalmadı Yani terk edenle birlikte genel bir suskunluk meselesi Yolların kemikleri kırık Yolların verecekleri yeni sözlere inanacak olan yok Yolları ancak kendilerini kesen yollar anlar Ömür boyu yolcu denmez ya bir insana Onunda bir adresi vardır bir gün şüphesiz hatırlanacak Onunda belki çok dinlediği şarkısı olacak Önemsenebilecek bir gururu bir bahanesi Onunda ağlayacak birkaç özel dakikası vardır Söylesene Otobanın hangi şeridinde zikreder ki insan sevdiğini |