...
Bazı zamanlar bazı kokular unutulmaz!
Meselâ çocukken dağlarda topladığımız adını bilmediğimiz çiçeklerin kokusu, Annelerimizin köyün çeşmesinde taşıdığı suyla elde yıkadığı çamaşırların kalıp sabun kokusu, Mahalle çocuklarına dağıtılan taze, sıcacık simit kokusu, ceplerinde tütün tabaka başlarında kasketleriyle kaytan bıyıklı Babalarımızın kahvehaneden döndüğünde üzerine sinen sigara kokusu. Arkadaşımızın ben fazla aç değilim diyerek bölüp verdiği ekmek kokusu, O müstâkil evlerin bahçelerinde oturup bir demli çayla kahkaha ve kederini paylaşan insanların samimiyet kokusu... Sonra... Asfaltsız çamurlu yollarda, mangal gibi yürekleri olan, Samimi,maskesiz,yardıma koşmaya hazır belki fakir ama gönül zenginliğinin ne olduğunu bilenlerin kokusu, Sevgiliye elden gizli verilen mektupların kokusu, Sevdiğini söylemenin ağırlığının kokusu, başı önde mahcup, saçları pelikli kızların "kâlbin gibi temiz ve saf" diye başlayan hatıra defterlerinin kokusu.. At arabalarında satılan salatalık domates kokusu, o sevginin, dostluğun, içtenliğin doğallığın, burnumuzu yüreğimizi sızlatan, o eski yıllar deyip unutulmayan, nerden esip geliyorsa bir anlık bir kokuyla hatırlanan zamanın kokusu.. Şimdi mi, Şimdi herşey hormonlu. Ne tadı kaldı ne tuzu...! Zaman gibi insanlarda sahte olmuş... Selâm olsun bu zamana inat sahte kalmayanlara....! #MehmetYETEK.. |
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...