Mısra MısraKaleme dokununca seni sezer heceler, Nasıl sezmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Bekler oldu yolumu yazsın diye geceler, Nasıl yazmayayım ki bu yol sevdanın yolu. Hayat dediğin ne ki kopar incelen yerden, Vazgeçemem "yar" senden ola ki geçsem serden, Boncukları dizerim alnımdan akan terden, Nasıl dizmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Tövbe etmiştim aşka yüreğimden yaralı. Bozmayı sen becerdin bu değişmez kuralı. Ezdim koca dünyayı bana vardın varalı. Nasıl ezmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Acıları, elemi gözyaşlarımı sattım, Geçen zamana kızıp, o defteri kapattım, Şimdi yalnız adı var her anı silip attım. Nasıl kızmayayım ki bu yol sevdanın yolu. Kalan ahir ömrümde yeniledim defteri, Açınca yüreğini dönülmez dedim geri, Kapattım gözlerimi sızıverdim içeri, Nasıl sızmayayım ki bu yol sevdanın yolu. Her gün çiçek açıyor gönlümün duvarında, Tadı bambaşka oldu kışında baharında, Mısra mısra gezdiysem ol ateş-i harında, Nasıl gezmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Yüreğime dokunan o nadide göz izi. İlahi bir kuvvetle birleştirdi ya bizi! Yağmur gibi süzerim yaşları dizi dizi. Nasıl süzmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu Tan vakti görünürken güneşin güzel yüzü. Fark etmiyor mevsimin ne baharı ne güzü. Dudaklarım büzülür bir an kaybolsa gizi. Nasıl büzmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Bir an ayrılsam senden o an ayaz düşüyor. Zemheri yaşar gibi tüm bedenim üşüyor. Yüreğim eziliyor sanki yalnız yaşıyor. Nasıl ezmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Ne Nazım, ne Abidin, çizmese de bir kere, Akdeniz, Karadeniz, Ege, ya da Marmara; Mutluluğun resmini çiziverdim her yere... Nasıl çizmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Hayatın teknesinde yol alırken aşk ile, Bağımızı kopardık saray ile köşk ile, Düşman çatlatıp üzdüm neşe ile meşk ile, Nasıl üzmeyeyim ki bu yol sevdanın yolu. Kul Fikret kurban sana boğdun beni sevince. Düşlerim gerçek oldu hayatıma girince. Uykularım bozulur yüzünü görmeyince. Nasıl bozmayayım ki bu yol sevdanın yolu. Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret) 16 Eylül 2023 Saat 15.40 Güzelçamlı/Kuşadası/Aydın |