Kalbim acıyor
Hatırlarmısın sevgili
Birkaç gün konuşmadıkmı Kalbim acıyor derdim sana Sende dayanamazdın bana Seven kalplerimiz Af ederdi birbirimizi Şimdi aynı şehirde Olduk iki yabancı gibi Bir kızgınlık anında Sevmiyorum dedim ya seni O günden beri,kalbim perişan, Gönlüm bir deli İnan yanına gelmeye yok yüzüm Her anım keder,içimde hep hüzün Bundan sonra böyle geçecek ömrüm Soldu gönül bahçemde gülüm Gel desem,yine gelirmisin? Bana senin gibi sevmeyi öğretirmisin? Senin bu delişmen sevgilin Hala senin esirin... |
Umarım rahatsız etmiyorumdur. Sadece yalın, doğal,lirik, duygu yüklü bir şiir okudum...Dolayısıyla bir yorum yapma ihtiyacı hissettim.Sizi tebrik ediyorum.Bana öyle geldi ki; Siz mektup yazmışsınız biz şiir diye okuyoruz..Mutlaka biliyorsunuzdur: Büyük usta Nazım da öyledir
---Efendim şiir yazmayı sakın bırakmayın....
Sonsuz saygılarımı sunuyorum.Her şey gönlünüzce olsun. Sevgiyle kalınız, Sağlıkla kalınız, Sağlıcakla kalınız Efendim..
Örnek:
MEMED’E SON MEKTUBUMDUR
Bir yandan cellâtlar girdi araya,
bir yandan oyun etti bana
bu mendebur yürek,
nâsip olmayacak Memed’im, yavrum,
seni bir daha görmek.
Biliyorum,
buğday başağı gibi delikanlı olacaksın,
- ben de öyleydim gençliğimde,
kumral, ince, uzun -
gözlerin ananınkiler gibi kocaman
bazan da bir parça bir tuhaf mahzun;
alnın alabildiğine aydınlık:
herhalde sesin de olacak
- berbattı benimkisi -
türküler döktüreceksin yanık mı yanık...
Konuşmasını da bileceksin
- ben de becerirdim o işi
sinirlenmediğim zamanlar -
bal damlayacak dilinden.
Vay, Memet, kızların çekeceği var
senin elinden...
Müşküldür
babasız büyütmek erkek evlâdı.
Ananı üzme oğlum,
ben güldürmedim yüzünü,
sen güldür.
Anan,
ipek gibi kuvvetli, ipek gibi yumuşak;
anan,
nineliğinde bile güzel olacak
onu ilk gördüğüm günkü gibi,
Boğaziçi’nde,
on yedisinde,
ayışığı, günışığı, can eriği,
dünya güzeli.
Anan,
ayrıldık bir sabah,
buluşmak üzre,
buluşamadık.
Anan,
anaların en iyisi, en akıllısı,
yüz yıl yaşar inşallah...
Ölmekten, oğlum korkmuyorum,
ama ne de olsa
iş arasında bazan,
irkilip ansızın,
yahut yalnızlığında uyku öncesinin
günleri saymak biraz zor.
Dünyaya doymak olmuyor, Memet,
doymak olmuyor...
Dünyada kiracı gibi değil,
yazlığına gelmiş gibi de değil,
yaşa dünyada babanın eviymiş gibi...
Tohuma, toprağa, denize inan.
İnsana hepsinden önce.
Bulutu, makinayı, kitabi sev,
insanı hepsinden önce.
Kuruyan dalın
sönen yıldızın
sakat hayvanın
duy kederini,
ama hepsinden önce de insanın.
Sevindirsin seni cümlesi nimetlerin
sevindirsin seni karanlık ve aydınlık,
sevindirsin seni dört mevsim,
ama hepsinden önce insan sevindirsin seni.
Memet,
memleketler içinde bir şirin memlekettir
Türkiye,
bizim memleket.
İnsanı da,
su katılmamışı,
çalışkandır, ağırbaşlı, yiğittir,
ama dehşetli fakir.
Çekmiş çekiyor millet.
Lâkin güzel gelecek sonu.
Sen bizim orda halkınla beraber
komünizmi kuracaksın,
gözle görecek, elle tutacaksın onu.
Memet,
ben dilimden, türkülerimden,
tuzumdan, ekmeğimden uzakta,
anana hasret, sana hasret,
yoldaşlarıma, halkıma hasret öleceğim,
ama sürgünde değil,
gurbet ellerde değil,
öleceğim rüyalarımın memleketinde,
beyaz şehrinde en güzel günlerimin.
Memet,
yavrum,
seni Türkiye Komünist Partisi’ne
emanet ediyorum.
Gidiyorum
İçim rahat.
Sende daha bir hayli zaman
halkımda ölümsüz devâm edecek
bende tükenen hayat.
Moskova, 1955
Muzaffer Boz tarafından 9/12/2023 3:11:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
Muzaffer Boz tarafından 9/12/2023 3:12:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Muzaffer Boz tarafından 9/12/2023 10:07:18 AM zamanında düzenlenmiştir.
Muzaffer Boz tarafından 9/12/2023 10:11:11 AM zamanında düzenlenmiştir.