sana/sadece sana..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın aklında.
o ulaşamadığın derinliğin seni yıldızlara taşıdığını düşünürken, dalıp zihninin en karanlık köşesinde. uyuya kalıyorsun bir sabah. güneş tam. batmak üzereyken. yine de "ellerinden belli olur bir kadın" avuç içlerini dayıyorsun ücra yerlerine huysuz bir titreme etine soluğunu bırakıyorsun. (...) kızacağım/ boşluklarıma dolacak gölgesi harflerinin küsüm diyeceğim gittiğinden beri, geldiğinden öteye küsüm diyeceğim, ve hiç çekinmeyeceğim… bu şehrin ıslığını çekip dudaklarından, şu şehrin kıyılarına çekilecek tenin. mevsimlerin şaşacak, iklimlerin telaşlı… buğulu bir yüreğin, cama yazdığı asırlık bir aşktan çıka -gelemeyeceksin hatırla! hayır, sırtını dönme zamana, henüz erken… sen susunca vakit sabah olur ben susayınca sen gidersin, beklenen otobüsler vaktinde gelmez. zaman durur ne güzel şey gibi duracak sende gitmek… adamakıllı gidişlerini sonra gelişlerini soracağım, nasıl gelinir gitmediğin yerden soracağım sana, beceriksiz bir şairin dizelerinde bulacaksın omuzlarımı, sanmam/ omuzlarımı bulacaksın, başını koyacaksın sacların, ellerime gelecek saçların ıslak ve terli tel tel, bolero, çalacak düşler/düşüşler, sonra yağmurlar sağanak, sağanak akacak, o gittiğin soğuk şehre götüreceksin al yazlarımı. kaç günlüğüne, elim/tenin/sobe! aşka ait zamanlardan birinde yakalayacağım seni, kaçamayacaksın. sana gelişim öyle saçma olacak ki sen bile inanamayacaksın. gittiğin gün, gittiğin gün acı çekeceğim, kaç günlüğüne özleyeceğim seni en çok ben. farklısın sanacağım, saf olsam inanacağım saf olacağım inanacağım yüreğimdeki o tarihi geçmiş tutkular beni sana itecek İtecek aynı yönlü kutuplarımız bizi. asla arama diye kaydettiğim rakamlarına parmak uçlarım dokunsun isteyeceğim, dokunsun isteyeceğim, sesine, ses/im, ayaz bir paradoks dokunacak tenime ve ürperecek platonikliğim. çağların sensizliğinde yazılmış hiyeroglif olacak, bekleyeceğim sana biriktireceğim harflerimi sana dolacağım sana dolanacağım sana boşalacağım bent/bent içimin en tenha bilinmeyenlerinde yok olmanı bekleyeceğim, ellerine, dillerine hasret kalacağım arabesk yanlarımda tadacağım teninin tuzunu. özleyeceğim seni, senin en çok sesli yerlerini özleyeceğim meşk ömür boyu garantisi olacak gittiğin yerlerinin. ses yapmamalıyım gelebilirisin her an, her an gelebilirsin geleceğinden haberim yokmuş gibi olmalı her şey duymalısın tınılarımı, gittiğin şehirlerden duyulmalı harflerimin ayak sesleri gelmeli sana sensizliğim artmalı hüzünlerim kaç günlüğüne kaç günlük günler şimdi sessiz sessiz bir durakta ağlayan yağmurlar yağdıran bir zamandayım, zamanlara bakıp bakıp bekleyen ve vaktinde gelmeyen otobüslere küfreden, mevsimlere küs kadının dilinde, .. biraz tuzluyum simdi biraz tuzlu.. (…) |
Uzun susuşların
Uzun çığlıkları oluyor.