Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
sabahın kör vakti bazen yalnızlığı delen bir telefon geliyor hiç tanımadığım kişilerden diğer uçta ve sesi alabildiğine kardeşlik kokuyor yıllardır biriktirdiğimiz dostlar gibi başlıyorsun muhabbete daha ilk tanışmada görüşmek üzere inşallah deyip kapatınca sevinçten ağlıyorsun bizi kardeş yapan Rabb’e hamt ediyorsun
ezan okunuyordu saba makamında ezanın sesi içime işliyordu namesi içten içe giriyordu gönlüme ben en çok ezan sesini özlerim uzakları yakın mesafeleri yok eder aynı safta canım nasıl da secde çekiyor şimdi bir solukta ulaşabileceğim bir cami olsa da oraya gidebilsem
gözlerimi araladım hava henüz aydınlanmamıştı yorganı üzerimden ağır ağır bir tarafa doğru itip dirseklerimden kuvvet alarak doğruldum biraz zorlansam da bu koca vücudun benim olduğunu biliyor onunla yaşamam gerektiğini hatırlatıyordum kendime
sabah namazı için daha doğrusu ben kalkmıştım dargın mıydı acaba demiştim lakin darılmamıştı bana yürek sesim hadi kalk dedi gün ayacak güneşdoğacak kul olduğunu hatırla kıl namazını
azap kılan yakıcı bir alevdir yatağın kucağından uyanmak sabahın soğuğunda başıboş ve kaygısız ruhla bedenin münasebetlerini ilişkilendirmek ilginç bir serüvendir sanki hele ki seher vaktiyse
ayaklarımı yere basıp dengemi koruyarak banyoya gittim soğuk suyun tenimi titretmesine müsaade ederek aldım abdestimi dışarıdan kuş sesleri geliyordu mevsimin hüznüyle karşı karşıya kalmak istemiyor perdeleri aralamaktan çekiniyordum
güneşin doğarken verdiği o hafif kızıllık sabah serinliği geçip gitmişti güneş tepeye kadar tırmanmıştı neredeyse öğlen olacaktı kahvaltı yapmak zül geliyordu yine de dolaptan zeytin ve peynir çıkarıp çayı da demledim küçük bir demlik çayı rahatlıkla bitirebiliyordum yalnızken
balkona çıktım güzün hafif rüzgarı ılıktı üşütmüyordu çayımı yudumlarken yaşlı komşumuz seslendi o an yaşadığım irkilmeyle kendime kızdım ne haddime yalnızca birkaç yaş vardı aramızda
öğle ezanı yaklaşmıştı caminin yolunu tutmuş gidiyorduk aceleyle evden çıkıp ona yetişmek için adımlarımı daha da hızlandırdım şakayla karışık ona takıldım hiç de beklemiyorsun be ahretlik vakit girecek az kaldı hadi bir şeyler mırıldanıyordu dua okuyordu sanırım
ayağımızın altında kayan taşların sesini duymazdan gelerek derin iç çekişimin ardından birden eski zamanlar geçti aklımdan film şeridi gibi ne de çabuk geçmişti zaman böyle aniden
yol boyunca şu an hayatta olmayanlar düştü hıfzıma ben kalan tarafta idim kalan mı göçen mi fazlaydı sorusunun garipliğini iliklerime kadar hissettim
hakeza uyuduğum yatak yemek yediğim masa su içtiğim bardak en ufak şey dahi eceli hatırlatıyordu bana ölüm çok garip bir şeydi
geceleri uyutmuyordu yemek yerken duraksatıyordu yürürken yavaşlatıyordu düşünürken daha da düşündürüyordu
ölüm kalana çok şey yapıyordu göçüşün verdiği garipliği anbean taşıyordum bu duygu bırakmıyordu ki hiç beni yerde duran sararmaya yüz tutmuş yaprak bile yahut bir çakıl taşı tuhaf geliyordu insana
halini kabullenen bir ademin sükuneti vardı üzerimde sol yanıma tarifi imkansız acı saplandı yavaş hareketlerle dudaklarımı ıslattım yandaki dükkandan bir bardaktan su içtim
cümlelere bile cüretkar olacak şeyler gözlerimden okunuyordu bu kez öncekini aratır cinstendi sessizlik ayağımın altındaki taşlar da ses çıkarmıyordu ağır mı geliyordu artık şu yalandünya
hiç sorma insan diyecek bir şey bulamıyor vallahi ne diyecekti ki hangi cümleyi hangisinin önüne geçirebilecekti hangi duygu kırgın kalmayacaktı
uzun zamandır böyle fena olmamıştım neyimize güveniyoruz hayat devam ediyordu birkaç masa ve etrafında sandalyeler masaların üzerlerinde gazeteler etraflarında ise birkaç yaşlı adam
selamünaleyküm cemaat boş sandalyeye otururken ve aleykümselam birbirine karışan sesler ne var ne yok bildiğiniz gibi işte
elindeki gazeteyi yavaşça katlayarak gözlüğümü çıkarttım meraklı bakışlarla derin bir iç çekiş iyiyim Mevla’m sağlık sıhhat versin hepinize amin lafzı çıktı ağızlardan
siren sesi dikkatleri üzerine çekerken telaş kapladı içimi birdenbire dursun beye bir şey olmuş olmasın maazallah sessizce ayaklandık hep birlikte kendi telaşımızı bastırmaya çalışarak ambulans bize yaklaşarak durdu başımız sağ olsun kaybettik dursun beyi
bir kişi daha eksilmiştik ben kalan tarafta idim yine kalan mı göçen mi fazlaydı sorusunun garipliğini iliklerime kadar hissettim
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
dursun bey şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
dursun bey şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sabah namazı için daha doğrusu ben kalkmıştım dargın mıydı acaba demiştim lakin darılmamıştı bana yürek sesim hadi kalk dedi gün ayacak güneş doğacak kul olduğunu hatırla kıl namazını
Bu müstesna şiiriniz I beğeniyle okudum. Teşekkürler üstadım. Daha nice şiirlere saygı ve hürmetlerimle.
siren sesi dikkatleri üzerine çekerken telaş kapladı içimi birdenbire dursun beye bir şey olmuş olmasın maazallah sessizce ayaklandık hep birlikte kendi telaşımızı bastırmaya çalışarak ambulans bize yaklaşarak durdu başımız sağ olsun kaybettik dursun beyi
Şiirde, Dursun Bey adlı bir kişinin hayatı, kişiliği, ailesi, işi ve çevresi anlatılmaktadır. Şiirin giriş bölümünde Dursun Bey’in sabah namazına kalktığı ve abdest aldığı anlatılmaktadır. Bu bölümde Dursun Bey’in dindar bir kişi olduğu ve namazın onun için önemli olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca Dursun Bey’in ezan sesini özlediği ve camiye gitmek istediği de ifade edilmektedir. Şiirde Dursun Bey’in sıradan, basit ve mutsuz bir hayat sürdüğü, kendisine saygı duyulmadığı, eşi ve çocukları tarafından sevilmediği, işinde başarısız olduğu ve yalnızlıktan kurtulamadığı vurgulanmaktadır. Şiirde ayrıca Dursun Bey’in hayalleri, umutları, özlemleri ve pişmanlıkları da dile getirilmektedir. Şiirde kullanılan dil, üslup ve imgelem şiirin etkisini artırmaktadır. Şiirde karamsar, ironik ve eleştirel bir tavır hakimdir. Şiirin teması ise insanın hayatın anlamını arayışı, toplumla uyumsuzluğu ve yabancılaşmasıdır. Şiirin biçim olarak serbest nazım şeklinde yazıldığı görülmektedir. Kaleminiz daim olsun, yüreğiniz hep sevgiyle dolsun
siren sesi dikkatleri üzerine çekerken telaş kapladı içimi birdenbire dursun beye bir şey olmuş olmasın maazallah sessizce ayaklandık hep birlikte kendi telaşımızı bastırmaya çalışarak ambulans bize yaklaşarak durdu başımız sağ olsun kaybettik dursun beyi
Şiirde, Dursun Bey adlı bir kişinin hayatı, kişiliği, ailesi, işi ve çevresi anlatılmaktadır. Şiirin giriş bölümünde Dursun Bey’in sabah namazına kalktığı ve abdest aldığı anlatılmaktadır. Bu bölümde Dursun Bey’in dindar bir kişi olduğu ve namazın onun için önemli olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca Dursun Bey’in ezan sesini özlediği ve camiye gitmek istediği de ifade edilmektedir. Şiirde Dursun Bey’in sıradan, basit ve mutsuz bir hayat sürdüğü, kendisine saygı duyulmadığı, eşi ve çocukları tarafından sevilmediği, işinde başarısız olduğu ve yalnızlıktan kurtulamadığı vurgulanmaktadır. Şiirde ayrıca Dursun Bey’in hayalleri, umutları, özlemleri ve pişmanlıkları da dile getirilmektedir. Şiirde kullanılan dil, üslup ve i mgelem şiirin etkisini artırmaktadır. Şiirde karamsar, ironik ve eleştirel bir tavır hakimdir. Şiirin teması ise insanın hayatın anlamını arayışı, toplumla uyumsuzluğu ve yabancılaşmasıdır. Şiirin biçim olarak serbest nazım şeklinde yazıldığı görülmektedir. Kaleminiz daim olsun, yüreğiniz hep sevgiyle dolsun
Rabb'im Mehmet Akife rahmet eylesin. O siz gibi mi, siz O gibi mi? Geceden inmiş son karanlığı aydınlatırken ezan ı Muhammedi. Uçacak birazdan gönül Rabb'ine. Saba makamından bir çift kanatla. Semavileşecek. Namaz merdiven. Arş ı alaya.
Yürek dilinize kaleminize bin selam olsun. Kaleminiz bitimsiz olsun. Muhteşem dizeler. Sağlık huzur mutlulukla güzel günler dilerim üstadım. Selam ,saygı ve esenlikle şiirle kalın.
daha doğrusu ben kalkmıştım
dargın mıydı acaba demiştim
lakin darılmamıştı bana
yürek sesim
hadi kalk dedi
gün ayacak
güneş doğacak
kul olduğunu hatırla
kıl namazını
Bu müstesna şiiriniz I beğeniyle okudum. Teşekkürler üstadım. Daha nice şiirlere saygı ve hürmetlerimle.