Yalnızlığın hikayesi
Yalnızlığın hikayesi
Önü açık yönü belirsiz bir tren Ötüre ötüre kıvrılıp gider tünelinde O dağı taşı delip geçen çığlıkları Kendi yüreğine inmez kör sağır Herkes duyar sesini kendi duymaz Yalnızlık aslında kalabalığın toplamı Küskün kaçkın bir yaban ceylanı Acıları savuşturmuş avından vazgeçmiş Mazinin mahzeninde sarhoş gezen Hasrete kıyıp özlemini nennileştiren Sazın ince telinde tezene mırıldatan Dudakları müziğe uyum sağlamayan Ama içinde yanık türküler çoğaltan Kaçırdıklarına göz yuman müflis tüccar Yalnız yalnızlığı kendi bulup kucaklar Son ve tek sevgilisidir artık yaz bahar Yarattığı kışın tipi boranında bocalar Ta ki başka bir yalnıza toslayıncaya Coşkûnî |