HEY DEĞİRMENCİ!
Değirmenci al şu sırtımdaki dert dolu çuvalı!
Öğüt içindeki arpa, buğday niyetine derdimi, tasamı! Bu sene mahsulü hep umuda ayırdım! Getirdiğim şu kapı önündeki, umut dolu çuvallı! Senin al, kar payın! Rüzgar kesilmeden başla Değirmenci! Hadi! Akıt dert dolu ırmakları! Dönsün değirmenin acımasız çarkları! Taşlardan dökülen umutlarımı doldur çuvallara! Hadı! Dolan çuvalları! Sırtıma kaldır vur! Çabuk, sular kesilmeden! Gel Değirmenci! Döndür şu zalim değirmen taşını! Hadi, biran önce öğut rızkım sandığım beklentilerimi! Öğüt, Hadi! Çuvaldan dökülen umut danelerimi öğüt! Ne ben umut bağlayayım! Ne sevgiye aç kalayım! Nede sen boş kal! Herşeyi öğüt!... Ortada,sevgiye dair! Aşka dair, hiç bir şey kalmasın! Ne sevgiye umut! Ne aşk dair beklentilerim! Dertlerim, dediklerim ızdıraplarımı çabuk öğüt! Acımı, derdimi, kederimi öğüt! Aşka dair ne varsa! Öğüt her şeyi öğüt! Sevdami, aşkımı özlemimi! Orta da gereksiz hiç birşey kalmasın! Ne kafamda! Nede aklımda! Hırsımı öğüt! Bencilliği mi öğüt! Kalbime bastığım taşlar aşınmadan gel Değirmenci! Durma! Öğüt... Kurtar beni! Kurtar bizi! Kurtar benim gibi karşılıksız seven aşıkları Dinçer Dayı |