DİLLERE MAHKUM
DİLLERE MAHKÛM
Ana rahminden geldik, dünya, kullara pazar File dolsun istemek zâkir dillere mahkûm. Günahı ve sevabı kâtip melekler yazar Yanan kalbi ‘teskin’se, akan Nil’lere mahkûm. Tabiatta ararken görse çiçekli dalı Hemen gidip konuyor isterse olsun çalı Arı kendi nesline böylece yapar balı Bal özünün membaı, yeşil dallara mahkûm. İnsan şükür ederse yeter de artar ‘az’ da İsyan düşünülmez ki hamt duyulur avazda Üzüntüde sevinçte elde çalınan sazda Çıkan güzel nağmeler, gergin tellere mahkûm. Kader bu alnımıza kesin hüküm yazılmış Yaşarken neler vardır muammalı ‘pazıl’mış Tablo tamamlanınca bize mezar kazılmış Kıyamet beklenir ki, nice yıllara mahkûm. Aşk anlatılsa bile düşenler ancak yaşar Aşkını bulmak için yüce dağları aşar Maşuk saklambaç oynar, âşık peşinde şaşar Bak Leyla Leyla diyen, Mecnun çöllere mahkûm. Sevda çekmek dert imiş düşen çıkamaz geri Vaz geçilmez bu aşktan kalsa kemikle deri İlgi çekmez başka yer, onun gülistan yeri Aşkla feryat ederken, bülbül güllere mahkûm. Çekilince denizler balıklar candan olur Gören karıncalar da ölü balığı bulur Su tekrar kabarırsa karıncalar ne olur Tutunmak için çöpten, yüzen sallara mahkûm. Kâinatta denge var canlılar beslenirler Besin bulma gecikse o anda hislenirler Rengarenk tüylü kuşlar fıtraten süslenirler İnsan hayvan ve nebat, su ve sellere mahkûm. ‘Kün feyekün’ sırrıyla yaratıldı şu âlem Ömür denen hayatta hem sevinç var hem elem Şu Behlül de ölünce artık yazmaz bu kalem Açılarak dualar, eden ellere mahkûm. 17.08.2023 Bu şiir, Hece Hece AKSED’CE programında açılan ayak üzerine örgülenmiştir. |
Gününüz en güzelinden
Sevgi ve umut dolu olsun Selam saygı ve dua ile.