Kıvılcımlar Uçuşuyordu
Sen, çeşme başına su doldurmaya inmiştin.
Kızıl saçların bir suya çarpıyordu bir boynuna. Alev alazlanmış da çıngılar saçıyor gibiydin. Kıvılcımlar uçuşuyordu, bir o yana bir bu yana. Ben avını bekleyen bir kaplan, sen suya inmiş bir ceylandın sanki Çeşmenin ayağında salkım söğütler, şahitlik ediyordu bu ana. Su sesi aşk fısıldıyordu yapraklara, ve usulca akıyordu ağaçlara Sen narin bir hareketle doğruldun sonra Ben aşikar ettim pusu kurmadığımı Göz göze geldik kıvılcımlar arasında Elim ayağıma dolaştı Kelimelerim boğazımda yumruk yumruk Arkanı döndün ve hızla adımladın yolu Sonbahar yaprakları kırılıyordu ayakların altında Bir hayal kırılıyordu kıvılcımlar ardında Çıtırdıyordu yapraklar Dönüp bir bakış saplamanı bekledim Dönmedin… Yerlere düştü kıvılcımlar, yapraklar tutuştu Yandı kızıla boyanmış bahar, ağaçlar tutuştu Uçtu gökyüzüne martılar, kanatlar tutuştu. Guruba meyletti güneş, bir karar tutuştu. |