Umudun Perde Arkası
Vicdani huzurdan etsek de beraat,
Yalnızlığımın acısı hep içimde, etmem ki rahat. Bazen kalıp bir başıma düşünmek gelir içimden; ilahi huzura dönmek isteyen bir ruh... Zannederim ki her şey kolay ve asılsızdı, fakat aslında yalanlar hayatı besbelli sarmıştı. Bize gösterilen yollara tabii olmamız istense de, hakikat bizden çok uzak değil istemsizce. Çektiğim acılar yıktı beni belki... Durmadan başarmak istedim bir şeyleri. Yalnızdım ama umutluydum sanki, başarımın ve gayemin asıl kaynağıydı buydu belki. Beni aslî benliğime çeviren şey miydi bu umutlar? Onu bilmem ama, beni benden çok iyi bilenler var. Bazı şeyleri yok gibi addetmek, kendini başkasına teslim etmek gibiydi benim için. Kendimi kontrolsüz yönetiyordum. Kendime hep acı çektiriyordum. Olanlar yıktı mı acaba beni, yoksa daha da güçlendirip cesaret mi verdi?... Bazı şeyler hayatın sonu gibi hissettirir insana kendini. Fakat insan her türlü bir çıkış yolu bulur ve kendine o güveni aşılar. Yalnızım diyerek kendini hep kötü hissetmek; sanki kendine gelen kurtuluşu terk edip bile bile kendine zarar vermekti. Yalnızlık aslında bir kurgunun eseridir. Uçan kuş, akan nehir ve parlayan güneş de bizim dostumuz. Fakat bazen kendimizi hep mutsuz eder, hep huzursuz bırakırız. Her şey bizim için bir umut ve güvence aslında, fark etmek çok da zor değil baktığında... Umutlar bize koşa koşa gelir fakat biz onlara sırtımızı çeviririz. Bu nedenle kendimizi yalnızlığa iteriz. Umudu terk etmek yerine yalnızlığa tekme vurmak ve kendine artık yeni bir yol çizerek hayatını düzene sokmak var. Velhasıl herkes şunu bilmelidir ki: Hiç kimse yalnız değildir, hep bir umut vardır. Fakat onlar sizin elinizde... |