dönmeliydikşu eski zamanlar kavak yelleri eserken güldüğünde gamzelerin çıktığı zamanlar nasıl bir gerçeğe dönecek bilemedik pembe günleri zaman sürüklerken bilinmezliğe esen lodos’a döndü sevgi zannettiğimiz bakışlar rengi kaçtı gölgelerin hazan rüzgarı düşünce ortalığa uçuştu yapraklar kimsesiz sokaklarda deli taylar gibiydik bir zamanlar güneş altında yanarken yüzlerimiz kapıldık sevda dürtüsüne koştukça koştuk peşinden güldük eğlendik büyüsüne kapıldık gözlerin kalpler uçtu kavak ağaçlarından anlam katmadan içe sığmayan heyecanla peşinden koşmuşuz o yalancı günlerin ortasından geçilmez kaybolan bir ormanın iki kenarında kalmış şimdi biz iki yalnızız yaprakların altına saklanan zamanı acıların en mehtaplısını bitmez denen sevdayı bir gölgeye koskoca çınarı paydos zilleri çalan ömrü aynaları ıslatan gözyaşlarını uykusuz gece şafağında bir kadehi bile çoktan satmışız yağmurlar silmiş sokak izlerini hayat soğuk alınlardan sanki bir canavarın ağzından akarken ömrün tasına tıp tıp kader demişiz kaybettiğimize teselli aramışız sırlı aynalara bakıp bakıp sarılmışız boş yere mutluluk sandığımız aldanışlara teslimiyet sunmuşuz unutulan kadere rüzgarların sürüklediği yarınlara heybelerce tıka basa dolan acılara anlamsız çaresiz boyun eğmişiz yürekten gidenlerin gelmeyeceğini bildiğimiz yollardan ah be gönül ömür bitmeden dönmeliymişiz .. hilmi arsoy - tekirdağ 21.7.23 |