BİZİM KÖYÜN DELİSİ
Hani bir söz vardır...
Üstü başı yırtık dervişler! Topluma göre deliler! Hep Yüce Yaradanı düşler! Kimse pek anlamaz çok incedir bu İşler! Yüce Yaratanün Hikmetidir, bu kişiler! Evet, bizim köyun de Bir delisi vardı! Herkesten ayrı, tek başına yaşardı! Bazen ağlardı! Bazen gülerdi! Yastığı çoğu zaman yıkık duvardı! Sabah olunca sırtını ağaca dayardı! Çoğu zaman aklı gelir, giderdi! Olur, olmaza herşeye gülerdi! Aklı kıt, bu deli derlerdi! Zavallı aynı zamanda saftı! Anası, babası, koruyup kolyanı yoktu. Dalga geçip alay edeni çoktu. Çoğu zaman yarı açtı, yarı toktu. Evlenememiş, eşi, çocukları da yoktu! Yoksulluk sırtın da bir oktu. Üstüne giyecek elbisesi pek yoktu! Tahtadan, bacaklarinın arasın da bir atı vardı! Samanlıkta, ottan yatağı vardı! Dertlerde dolu, zor bir hayatı vardı! Ekmek verirsen... Sevinir, yerdi! Alay edenlere... Hiçbir şey demez gülerdi! Mahsum bakışları ile sanki teşekkür ederdi! Üzülenler teselli ederdi! Bazen de kendine dert ederdi! Bir sabah vakti... Dediler; bizim deli öldü! Ölürken son birkez güldü! Bir kaç gariban tabutunu omuzladı. Birkaç kürek atıp, kara toprağa gömdü! Dinçer Dayı |