Ben Ölmeden Önce (Siyah Gözlüm)
Ben seni hiç bir masaya gül diye koymam
Gülün ömrü az olur Ben ölmeden önce Siyah gözlerin bana anı kalır Anılar da unutulur Toprağa dokunduğum kadar korkumuz Ben ölmeden önce Şu iki gözüm seni görür mü? Fırtınalar seni tanıdığım gün kadar çıkar mı hızlıca? Yağmur yalvarır mı acılarına Nerede düşersem dünya seni bana verir mi? Çocukluğun,çocukluğum Acın acım Durduğun nefessiz her anın kaldırımımdı benim . Ben ölmeden önce, Şimdi ağlamakta zor. Şimdi gülmek gibi. Gülüşün, gülüşüne emanet. Nefesinde sana Ben ölmeden önce, Seni tekrar seyre dalmak isterim Bana sarıldığın kadardı işte ömrüm Gözlerinin içinden dökülen kader kadar kaldı aklım Güzel sevgilim Kadersizim Yılmışlığın ve barışıklığın Annen kadar büyüyemem içinde ama kalbine komşu olmak isterdim Ben ölmeden önce Bir tıklar Bir susar Bir karanlık Bir ses olurduk Karanlık ışıkların heycanlı telaşı dans ederdi her gözbebeğinin ivedisinde Ölüm kadar uzağım şimdi Taşıma sevme dediğin yürek, yürek değil şimdi Ben artık sevemem Ölmek kadar görmek kadar işte bütün renkler Ve başka bir ele emanet ederken seni Nasıl yüreğim sığ,nasıl felç Ben ölmeden önce Seni boşluklara teslim etmek Ne kadar zor, haberin yok Gölgende bir kaç şarkı selam veriyor bana arada Özür dilerim yaşattıklarım için Koruyamadğım, sakınamadığım Erken tanıdım erken kaybettiğim güneşim Göz altlarına taptığım Çehrende ıssız halatlar bağlayıp, rakıyı bardaklarına dolu bildiğim Yalansızlığım ve en güzel gerçeğim Ben ölmeden önce Eylül ün sana nasıl baktığını görmek isterim Nolursun gelme istanbulun gri renkli havalarında Şimdi kimse hakim olamaz acılara Bana yaşattığın bir merhaba Bana yakıştırdığın bir merhaba Şimdilerde bir annenin rahminde çocuk olarak büyümekte Boşverdim, hoşgeldin. |