BİR EYLÜL UTANCINDA
Hadi korkmuyorum
Uslandır asi gençliğimi Gücün yeterse Libas değildi yere serilen Bir eylül utancı yaşamım Galata ;dan geçme seni vururlar Yasal kokartlı barikat çemberinde Alibeyköy; den geçiyorum Maslak; sırtlarına Poligon, pınar mahallesi, Emirgan; dan armutlu; ya çıkıyorum Ağaçlar yeşil giyer Ben parka giyemem Yasal kokarlı barikat çemberinde Ömrüm İstanbul yollarında Mesleğim tamirci çırağı Bilincim açık Ben cumhuriyet; çocuğuyum Yaşım on dört Bin dokuz yüz seksen eylül;ün deyim Bir eylül utancında Ellerimi yıkamadım Tırnaklarımın içine kadar yağ parçaları Otobüslerden inenler de dizildi sıraya Yaya olanlar da coplar ellerimizin bellerimizin ortasında Sanattan uzak kalan bir milletin Atardamarlarından biri kopmuş demektir Yasal kokartlı biri yaklaştı beni seviyor musun Sevilecek neyin kalmış ki Gözlerimde mağrur bir çocuk Ellerim patlamış Sümüklerim akmış Bir kış akşamındayım Elim kimliğime uzanmış Uzatıyorum Türkiye cumhuriyeti Arkasında ATATÜRK;ün resmini taşıyorum Ben seni değil bak bu resme, onu seviyorum Sen kimsin yasal kokartlı diyorum Tokatı yiyorum Dişlerim elime diziliyor Gülüyorum Yıllar sonra teşekkür ediyorum Çürüktüler zaten Ben cumhuriyet ,hürriyet çocuğuyum Bir eylül utancında 14.9.2008 SOKAK ŞAİRİ |
belkide daha utanclı.
saftı temizdi yürek.
yürekler
ben halkım için varım
umudun tek yolcusuyum
diyordu...
öyle bir yürekki
içeceği çorbanın restorantını
planlayanlara inat
soğuktan yumamadığı avucuna
zoraki sıkıştırdığı anahtarın şerefine bir lokma.
bir lokmaki
maviye adımın
bereketli azığı
emekti, onurdu işi.
ve
o avucunda tuttuğu karanfille
yüreğini kanatıyordu
kangren olmasın yarası
kabuk tutmasın diye...
neredesiniz
yüreği kıskanılacaklar
eli öpülesiceler
bağra basılacaklar
neredesiniz
canlar üşüdü
yaralar kangren oldu
türkülerde merhem olmuyor.
rutin bir hayat
mutfak
yatak oadsı
tuvalet
işte en utançlı bir eylül
daraldım... zor be dostum
saygılar