Yeniden DoğacağımHani nur inen ören yerlerinden Doğmamış çocuklar Yuvarlanıyorken ana rahmine Henüz şafaklar derin uykusundayken Tan yeridir doğum sancısı Eski libas gibi karanlığı yırtıyorken Güneş gibi gördüm seni ben İnsanlığın miadını var mı bilen Zer’de Zerefcen’de ayarını ölçen Darasını alanı varmıdır bir gören Varmıdır sır olsa bile anlatabilen Hıfzeder saklıma alırdım söylersen Ve kim bilir anlardım belki de ben Sırdaşlığıma güveni kavrayabildiysen Kelimeler dudağı terk ederya Birbiri ardında Sıcak bir dost eli uzandığında Bir gülümseme ve belki satırlarda Söz kılıçtan keskindir ya Mihenk taşındadır Sabırsa zıttı aynı meyanda Beyazın zıttı dır Siyahtır ya Ve lakin o’dur en yakışanı da Çatlamış topraklar vardır’ da Tek damla suya hasrettir ya Rahmeti müjdeler bulutlar’ da Üstelik masumlardır En ummadık,zamanlarda Çiseler biteviye göz pınarlarında Ve Yeniden doğacağım Zümrüt-ü Anka kuşu gibi Küllerim den yeniden. Karacakız Emi Öztürk |
Saygın kaleminizi can-ı gönülden kutlarım.