ELLİ YIL SONRA
Dünyaya tepeden bakarasına
Güneşten bakarız elli yıl sonra. Kalbe, göze gözlük takarcasına gibi Duygunluk takarız elli yıl sonra. Tabiatın çözüldükçe sırları, Kapış kapış edeceğiz kırları, Su ile kirlenen çamaşırları Ateşle yıkarız elli yıl sonra. Sırrını çözerek yalan dünyanın, Üstünü çizerek düşün, hülyanın, Alimallah gördüğümüz rüyanın Resmini çekeriz elli yıl sonra. Kar ve yağmur yağmaz hep kurak olur, Açlıkla susuzluk bin merak olur, Dünyanın toprağı çöl- çorak olur, Uzayı ekeriz elli yıl sonra. Uçakla gidilip en ücra köye, Yollar tarih olup gezilmez yaya, Çarşı- pazar gibi güneşe, aya Dolmuşla çıkarız elli yıl sonra. Abur cubur gelir çanağımıza, Robotlar dolarlar konağımıza, Denizlerden taşıp kaynağımıza Hasretle akarız elli yıl sonra. Kurtuluş yok, nere göçersez göçün, Tebessüm bitecek gülmeyi geçin, Geçmiş için değil gelecek için Gözyaşı dökeriz elli yıl sonra. Nasıl iç çekersek geçmişe, düne İşte öyle bir şey çöker gönlüne, Yanık Ozan, yaşanılan şu güne Türküler yakarız elli yıl sonra. Ocak 2015 Sakarya Muhammet AVCI |