Siyaset Zemini
Siyasetin yolu karmakarışık,
Ne yokuşu belli ne düzü belli Ne yapılanlar şık ne söylenen şık Ne zihniyet belli ne sözü belli Kimi Atatürk’e çullanıp durur Kimisi dinini kullanıp durur Omurgasız olan sallanıp durur Ne nefisi belli ne özü belli Yoksa da sofrada ekmek ile aş Nedense yanlışa oluyor yandaş Sanki cellâdına âşık vatandaş Ne yakını belli ne uzu belli Unutmamak gerek gönlü yaslını Sevgiyle temizle ruhu paslını Vekil olan unutuyor aslını Ne kibri bellidir ne nazı belli Halkım başkasına muhtaç kalıyor Yonulmadık ne baş ne saç kalıyor Azlar kazanıyor çok aç kalıyor Ne çoğu bellidir ne azı belli Ortalıkta yalan hüküm sürüyor Bilmiyor ki tükenişe yürüyor Ha bire kendini vurup duruyor Ne arpacık belli ne gezi belli Dünya olmuş ikiyüzlü canavar Bırakmaz verilen sözde itibar Dün küfrettiğine bugün biat var Ne utancı belli ne yüzü belli Çalılar bittikçe fidanlığından Siyaset memnundur kayganlığından İnsan utanmalı insanlığından Ne yabanı belli ne yozu belli Siyaset zemini kaypak bir zemin Sözünde durmuyor etse de yemin Mevsimini şaşırıyor yasemin Ne baharı belli ne güzü belli Kendine isyankâr haşarı gönlüm Durgunlaşamıyor uçarı gönlüm İçten içe yanar Coşari gönlüm Ne dumanı belli ne közü belli 24.05.2023/Samsun İbrahim COŞAR |