Derin Bir Âh Duyulur
Derin bir âh duyulur, bazen yaban ellerde,
Candan bir dost aranır, hani gurbet ellerde. Yüce Hakk’ı anarız, sabah esen yellerde Kâhi arşın üstünde, kâhi izbe yerlerde. Nerde dara düşsen sen çağırasın Ahmet Can, Hem yasta hem kederde, böyle kaldığın zaman, Seni komazlar darda, yetişirler her bir an. Hep imdada gelirler, seni sevenler candan. Seni senden alırlar, hoş bir kaba koyarlar İçin dışın yıkayıp, bir hırka giydirirler . Cemi cümle âleme seni muştu ederler Bu bizim gönlümüzde bir baş tâcıdır derler. Gelişin muştu olsun, bu Dünya’nın ehline Su dökemez hiç kimse, belli âyân eline. Allah belâgat versin, senin tatlı diline. Her bir KESler koştursun, şu nurunun seline. Şimdi çıkıp ortaya, anlatasın herkese. Birer birer canlara, kalmasın hiç bir tasa. Ne mutlu ki onlara, kapına geldi ise. Sana uymayan ey cân, yıkılsın her bir masa. Eden bulur demişler, kötülük ve iyilik Pazara çıkar elbet, lime lime her iplik. Sanırlar ki kalırdı, yanlarına bu kelplik. Madem severdin bizi, yapsaydın ya yiğitlik. Bizim Ahmet dediler, ne hoş bir köşk verdiler Orda otursun deyi atlas döşek serdiler Herkeslere söyleyip hemen haber verdiler Seni böyle görmeye cümle âlem geldiler |