Kağıttan Gemi
Saydam ruhların gölgesinde sabahlara uyanıp
Kitaplarımı yaktım, yeniden yazmak için hikayeleri Yollara düşüp aramaya koyuldum yine, kaybedip bulamadığımı Radyo istasyonlarında, tren garlarında ve otobüs terminallerinde İzlerim sayıklanır tüm eşrafın zihninde Renkli bir kutunun yanı sıra benden öğreniyor insanlar Yalnızlığı ve kop koyu bir dargınlığı Otobüsler bedenleri götürüyor uzak diyarlara Ancak geçmiş düşünmek düşürüyor dudaklara bir gülümsemeyi Rüzgar güllerine doğru çıkan yollar hatıraları siler de isimler kalır alnımızda Mezar taşlarını okuyarak unuttum isimleri Yaşamasaydı ölmeyecekti Gitmeseydi kalacakmıydı Eşikler aşılacak mıydı Aşkı titreten yürekler nasılda titrer yalnızlıktan Kimsesizlikten değil, yalnızlıktan Kağıttan gemilere yükle kederlerini usulca salınsın derelerde Rüyalarda seyredip hülyalar ile yıkansın Bir çırpıda bineyim üzerinde yürüdüğüm sularda seyreden gemilere Zaten hep yola çıkmakla geçti ömrümüz Yola çıkıp bir yere varamamakla Yıllanmış acıların sarhoşluğunda Elime batan ısırganlara rağmen Bahçemde adına papatyalar dikiyorum gecenin karanlığında İçimizden sayıkladığımız, dışardan duyuluyor hayretler içerisinde Şehrin varoşlarında yankılanmakta iki dize Hakka düşmek için gerçeği geçmelisin Gerçekten düştüm, hakka yaklaştım |
*** KAĞITTAN GEMİ *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...