Karaborsa
Kristal bir tabuta uzanıp, okyanusun kendine yabancı yerlerinden bakmak istiyorum
Bakmak istiyorum; sırtımı dünyaya dönüp, buz mavisi uzaklara. Gençliğimin solup giden tasvirlere meze oluşuna aldırmadan, öpmek istiyorum goncasından gerçeğin. Çok sıkıldım düzenden, anarşist duygular besliyorum kelebeklere, İksirini bulup şehvetin, sadece gece sevişenlere ambargo koyuyorum. Okaliptüs ağacına tek damla su değmeden geçen yazları Karpuz kabuğunda savaş veren karıncaları Damağında orgazm için incir tatlısına tahin döken kızı En çok da kendim olduğum zamanları, en çok da tuzlu rüzgarları Sirayet kokular zihne mıh gibi çakan, seksenimde dahi cesaret veren Ya hu diye başlayıp haklısın ile biten. Çok bilmeye gerek olmayan hasbihallerin yettiği Makamında hiç iken, çulunda bahtiyar ahbaplar Söylemeyin de söylenmeyin de şimdi Bir başka bir başka diye aynı pelesenk düçar Kavruk ensemde düğün ile cümbüş akan terler Fasulye hem de taze diyen çavuşa küfrün bini bir para bakışlar Bilmem kaç yaşında, balkonda tütün altta don atlet Saksıda bizim hayaller usta, dozunda efkar Elde avuçta ne varsa hepsini vereyim öyleyse Üç kuruşa beş köfte, fermente üzüm eşliğinde En iyisi de benim en kötüsü de kime ne? |