Bazen
Çok sık olmasada sık sık doğaya giderim
Çalılık dikenlerle dolu ormanda yüzerim Eğrelti otlarının arasından akarım Bazen nehir kadar asi Okyanus kadar geniş Dere kadar nazlı Akarım yüreğimle dertli dertli Dünya bir dolap gibi dönerken Çağa ayak uydurmaktan uzak Çağın ahmakça yarışından uzak Yüreğimden iç çekerek ağlayan çocuk Kızıl deniz kadar görevli olduğu Bu dünyada onca yalan onca ağulu Binler zehirli sözden insandan uzak Yaratılma gayem uğruna Allah aşkına Hakikatlar izinde bir yolcu Bulutlar gibi akıp gider Varacağı varamacağı, hakkın Eserleri içinde bazen kuyunun dibinde Bir yusufçuk gibi havalanan Sukunetle bir hiç uğruna yaşayacağıma Kadere razı olan bir gönle Sahip olma umuduyla yaşamaya Hakkı doğruyu haykırmaya Çalışan azlar topluluğu içinde Bir fert olmaya çalışan Onun azameti karşısında bir toprak Onun büyüklüğü karşısında bir tohum İlmi sanatı karşısında cahil taş devri insanı Yonttuklarıyla kendini aldatan Bu çağ insanı Sattığı karpuzun çekirdeklerini biriktirerek Olası yoklukta fırsatçılık yapan bir firavun Sattığı karpuz çekirdeğindeki ilimden beri Musaların önünü kesmeye çalışan Binler firavun dolmuş bu dünya Paranın sevgilisi şeytanın askeri olmuş Böyle bir çağda doğru Belki bir bataklık içinde Resûlullaha layık bir gül Allaha layık bir kul olma ümidiyle Yürüyoruz hakka. Bazende Ağaçların gözünden vicdanıma bakarım Ağaçlar kadar asil keskin ruhlu olmasamda Mehmet ÇOLAK |