Yıllar dillerden düşe düşe akarken
Yürüyen karıncanın ayak sesinden daha sessiz
İnci gibi dizilmiş geçen zaman
Nice efkarlı gecelerden sonra...
Dert küpüne bulanmış
Parça parça dökülen göz pınarlarımız

Öte yandan kentin günahkar sokaklarında
Pembe hayaller kuran kaderleriyle kavgalı
Masum bakışlı gülümseyemeyen çocuklar
Kötülük üşümeye mahkum kalmış sönen ateşleriyle
Bir çiçekten başka bir çiçeğe konan
Koklanmaktan feyz alınan yangınları

Geride bırakılmış aşıkların kör aşkları
Ahı kıvılcımlarıyla güneşi gölgede bırakmış
Kayıp giden ihtiraslı ruhları
Kimsesizler mezarlığına gömülmüş
Hiç kopyası çekilemeyen hayatlarının
Dikenli yollarında aranan mavi ışığı

Öykülerden çalınan bir sahnelik oyun
Ay ışığının ayarttığı saatlerde oynanan
Dualar süzülürken göklerden
Felek çalgılı bir düğün ederken
Rüyalarını yitiren taze yüzlü gelinlerin
Açılamazdı umut kapılarının kilitleri

Gül dallarında saklambaç oynayan
Bülbüllerin danslarında hayat
Dünyanın donmuş kalıplarına göç etmeye korkan
Güvercinlerin merhametinde hayat
Sevgisizlik yenince merhametimizin demini
Bu dünya bizim için yanan cehennemimiz olacak

Semra EROĞLU Şiirleri sevdiren kadın