8
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
969
Okunma
Göklerde ve yerde
Allah’ın varlığını, birliğini
ve kudretini gösteren
öyle deliller var ki!
Onlar,
bu delillerle sürekli iç içe,
yan yana bulunurlar,
fakat üzerinde hiç düşünmeden
tam bir aldırmazlık içinde
onlardan yüz çevirirler! (1)
Allah O’dur ki
gökleri sizin görebileceğiniz bir direk olmaksızın
yükseltti,
sonra da arş üzerine kuruldu
ve güneşle ayı emrine boyun eğdirdi.
Bunların her biri
belirli bir vakte kadar
yörüngesinde dönüp duracaktır.
O,
tam bir nizama koyduğu kâinatta
her işi çekip çeviriyor,
her şeyi idâre ediyor
ve gerçeğin bütün işaret ve delillerini
detaylarıyla açıklıyor ki,
bir gün gelip
Rabbinize kavuşacağınıza
kesin olarak inanasınız. (2)
O Allah ki,
yeryüzünü enine boyuna yayıp genişletti,
oraya yerinden oynatılamaz dağlar yerleştirdi,
nehirler akıttı
ve orada her bir ürünü çifter çifter yetiştirdi.
O,
sürekli olarak geceyi de gündüze bürüyüp duruyor.
Doğrusu bütün bunlarda,
sistemli düşünebilen kimseler için
nice deliller,
alınacak nice dersler vardır. (3)
Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları,
üzüm bağları, ekinler,
bir kökten birkaç gövde hâlinde
çatallı çıkan hurma ağaçları
ve bir kökten tek sürgü halinde
çatalsız çıkan hurma ağaçları vardır.
Bunların hepsi aynı suyla sulanmaktadır.
Buna rağmen
canlılara sağladıkları ürünler bakımından,
ayrıca tat,
gıda ve kalite açısından biz onları
farklı farklı yapıyor
ve bazısını bazısına tercih edilir kılıyoruz.
Elbette bunlarda
aklını kullanan kimseler için
dersler ve ibretler vardır. (4)
Rasûlüm!
Eğer kâfirlerin sana inanmamalarına şaşıyorsan,
şunu bil ki asıl şaşılması gereken şey
onların:
“Sahi, biz çürüyüp toprak olduktan sonra
yeniden mi yaratılacağız?
Hiç öyle şey olur mu?” demeleridir.
İşte onlardır,
Rablerini inkâr edenler.
İşte onlardır,
boyunlarında bukağılar bulunanlar.
İşte onlardır,
cehennemin yâranı ve yoldaşı olanlar
ve orada sonsuzca kalacaklardır. (5)
Sonunda onların hepsi
yakalanıp hesapları görülmek üzere
huzurumuzda toplanacaklar. (12)
O Allah ki,
gökten su indirir.
İçme suyunuz ondan meydana geldiği gibi,
hayvanlarınıza yedirdiğiniz otlar ve ağaçlar da
ondan yetişir. (6)
O,
yeryüzünde sizin için her türde
ve her renkte daha
nice hayvanlar
ve bitkiler yaratmıştır.
Elbette bunda
düşünüp öğüt alan bir toplum için
büyük bir ibret ve ders vardır. (7)
Allah,
gökten su indirir de
onunla ölümünden,
kuruyup katılaştıktan sonra yeryüzünü diriltir.
Elbette bunda
gerçeğe kulak verecek bir toplum için
açık bir işaret ve mühim bir ders vardır. (8)
“Sonra her türlü meyveden ye de,
bal yapmak üzere
Rabbinin sana takip etmen için belirlediği yolları
tam bir inkıyatla tut!”
Onların karınlarından çeşitli renklerde
bir şerbet çıkar ki
onda insanlara şifa vardır.
Şüphesiz bunda,
sistemli bir şekilde düşünen kimseler için
kesin bir delil ve ibret vardır. (9)
Ey insanlar!
Öldükten sonra dirilme konusunda
en küçük bir şüpheniz varsa,
şunu bilin ki,
biz sizi başlangıçta topraktan,
sonra bir nutfeden,
sonra rahim cidârına yapışan bir hücreden,
sonra esas unsurlarıyla yaratılışı tamamlanmış
ama bütün azalarıyla henüz tamamlanmamış
bir çiğnem et görünümünde bir ceninden
yarattık ki,
size kudretimizi gösterelim.
Dilediğimizi rahimlerde
belli bir süreye kadar bekletir,
sonra sizi bir bebek olarak dünyaya çıkarırız.
Sonra güçlü kuvvetli çağınıza ulaşmanız için
sizi besleyip büyütürüz.
İçinizden kimi
erkenden, hatta çocuk yaşta ölür.
Kimi de
ömrün en düşkün çağına kadar yaşatılır da,
daha önce bazı şeyler öğrenmişken
artık hiçbir şey bilmez hâle gelir.
Ayrıca yeryüzünü de kupkuru
ve ölü bir halde görürsün;
fakat biz üzerine yağmur indirdiğimizde o,
kıpırdanır, kabarır,
her türden göz alıcı,
gönül açıcı bitkiyi
erkekli-dişili bitirir. (10)
Ölü toprak,
onlara Allah’ın sonsuz kudretini
ve yeniden dirilişi ispatlayan
muhteşem bir delildir.
Şöyle ki,
her bahar biz o toprağa hayat veriyor
ve oradan canlıların yiyip beslendikleri
çeşit çeşit ekinler, ürünler çıkarıyoruz. (13)
Yine o yerde hurma bahçeleri,
üzüm bağları var ediyor;
oradan pınarlar, gözeler fışkırtıyoruz. (14)
Her türlü kusurdan, eksiklikten,
eşi ortağı olmaktan uzaktır
o Allah ki,
yerin bitirdiği her şeyi,
bizzat kendilerini
ve henüz mâhiyetini bilmedikleri nice şeyleri
çiftler hâlinde yaratmıştır. (15)
Gecenin gelişi de onlar için
Allah’ın birliğini gösteren bir delildir.
Gündüzü ondan soyup çıkarırız da
birden karanlığa gömülüverirler. (16)
Onlar için bir başka delil olan güneş,
kendine ait yörüngesinde
belli bir kanuna göre akıp gider.
İşte bu,
kudreti dâimâ üstün gelen
ve her şeyi en iyi bilen
Allah’ın takdiridir. (17)
Ay için de bir takım menziller tâyin ettik;
dolaşa dolaşa sonunda o,
eski hurma salkımının
ağaçta kalan yıllanmış sapı gibi
kuru, sarı,
hilal gibi kavisli olur. (18)
Ne güneş aya yetişip çarpabilir,
ne de gece gündüzün önüne geçebilir.
Her biri,
kendine ait bir yörünge de
yüzer, gider. (19)
İnsanlar için
Allah’ın birliğini gösteren bir başka delil,
nesillerini yüklü gemilerde
batmadan taşımamızdır. (20)
Gemiler gibi,
onlar için üzerlerine binip seyahat edecekleri
daha nice vasıtalar yarattık. (21)
Ancak kurtulmaları için
tarafımızdan bir rahmetin kavuşması
ve onları belli bir zamana kadar
yaşatmayı istememiz müstesnâ! (22)
1) Yusuf / 105. Ayet (2) Ra’d / 2. Ayet (3) Ra’d / 3. Ayet
(4) Ra’d / 4. Ayet (5) Ra’d / 5. Ayet (6) Nahl / 10. Ayet
(7) Nahl / 13. Ayet (8) Nahl / 65. Ayet (9) Nahl / 69. Ayet
(10) Hac / 5. Ayet (11) Yâsin / 32. Ayet (12) Yâsin / 33. Ayet
(13) Yâsin / 34. Ayet (14) Yâsin / 36. Ayet (15) Yâsin / 37. Ayet
(16) Yâsin / 38. Ayet (17) Yâsin / 39. Ayet (18) Yâsin / 40. Ayet
(19) Yâsin / 41. Ayet (20) Yâsin / 42. Ayet (21) Yâsin / 43. Ayet
(22) Yâsin / 44. Ayet