Günaydın hocam anladığım kadarı ile bahse konu kişinin maksimum 100-120 beyini var. Wvirip cevirip yeni gibi yayınlıyor. Bazen de fotoğraf değiştiriyor. Bazen önceden yayınlanmış elem dolu bir şiirin başına bir deprem fotoğrafı koyup yeni yazmış gibi sunuyor. 10-15 tane sahte hesabı var. Onlarla giriyor kendine puan veriyor. Sanırım günde 15-20 saatini klavye başında geçiriyor. Bazen üyelere bana puan verin diye mesaj atıyor. Siirleri okumadan Hemen basmakalip klişe çok beğendim türünden yorumlar yazıyor. Siirleri okumuyor, karşı taraf bana puan verir diye hazır yorum yazıyor. Örneğin şair siirinde acı çektiğini depremde annesinin öldüğünü yazıyor bu arkadaş başsağlığı yerine çok beğendim okudum diyor. Çoğu zaman uzun bir şiiri şair arkadaş yayınlandığında 20 saniye sonra şak diye okudum beğendim türünden okumadan mesaj gönderiyor. Sore üyesi sairlerimizin çoğu bu acınası durumu biliyor,bir kısmı puan verip kurtulayım türünden yorum yazıyor bir kısmı yapılan hilenin cejmachesaolarla kendi kendine puan verdiğinin farkında değil. Bir çeşit psikolojik bir rahatsızlık gözüne yazık,canına yazık çok yazık.Allah ıslah etsin.

Hocam kalemine sağlık

Bazıları sadece tek beyit paylaşmakta. Sizin ki iki beyit okuyana bir beyit ilave gibi 2+1 olmuş.

Ben bu beyitlerden sadece ikinci beyti yorumlamak istedim.

'Yedi yirmi dört açık köydeki nalbant
Nala çivi gerekir, yaraya da bant'

Galiba bazılarının ilhamı kaybolmuş. Zira hiç güncel veya yeni bir şiir paylaşmamaktalar. Eski şiir veya beyitlerinin resimlerini değiştirip tekrar tekrar yayınlamaktalar. Hatta sayfalarında yeni tek bir beyit bile görmek imkansız.

7/ 24 hizmet vermek güzel. Günlük 300 şiir ekleniyordur. 300 şiire 300 beğeni atmak yorucu olsa gerek.

Şiirde geçen 'nalbant' ve 'bant' sözcükleri arasında güzel bir tunç kafiye örneği sunulmuş.

Saygı ile.

Yedi yirmi dört...

Burayı çok beğendim.
Ben en fazla yedi dakika buralardayım ama sanki gözüm bir yerlerden ısırıyor gibi
:))

Nalına da mıhına da vurmuşsun bu sefer,
boyutu da beyiti de yerli yerinde
İyi geceler o zaman...