Kağan’ın aşkı.
Yiğit Kağan düşünde,
Bir güzel görmüş. Uyanmış ter içinde, Kendi hâline gülmüş. Yatağından kalkmış, Ulu kamı çağırtmş. Rüyasını anlatınca, Kam gözünü kısmış. Kağan’a bakmış, Nedenini anlamış. Dedi “Aşkı buldun, Zira kâlbin yanmış.” Kam çadırdan çıkmış, Kağan yalnız kalmış. Ok ile yayını alıp, Hışımla ava çıkmış. Yolda kurt durmuş Rengi bembeyazmış. Yeşil göle gidince, Kağan ardına bakmış. Tez peşinden gitmiş, Varıp yanına eğilmiş. Şefkâtle beyaz kurda Gölden su içirmiş. Kurt birden değişmiş, İnsan sûretindeymiş, Kağanın gördüğü, Rüyasındaki güzelmiş. Kağan uzaklaşmış, Bir dala tutunmuş. Kendini toparlayıp, Kimsin diye sormuş. Güzel cevap vermiş, Ben aşkınım demiş. “Kağanlığın yarınıyım.” Diye müjde vermiş. Dağı işaret etmiş, Zirveyi göstermiş, Kurt sancağıyla, Gelmesini istemiş. Kağan kılıç çekmiş, Gözün zirveye dikmiş. Yere dizi vurup, Güzele and içmiş. Sonra sis olmuş Güzel kaybolmuş. Kağan tasa etmemiş, Zira mutluymuş. Yağız atına binmiş, Obasına dönmüş, Aldı kurt sancağı , İşlemeli bir gümüş. Buduna seslenmiş, Müjdesini vermiş. “Düşümdeki güzel, Kutlu aşkım” demiş” Kağan dağa gitmiş, Andı yerine getirmiş. Güzel gök rengi, Elbisesiyle beklemiş. Kağan Tanrı önünde, Güzel ile evlenmiş. Bu aşkı sâyesinde, Obası devletleşmiş. Fakat bu hikâye, Burda bitmemiş. Erkut Dinç. 03/04-03-2023 |