Şapşik I

seni görür görmez dağılıyorum
tıpkı seni gördüğüm ilk gün gibi
sensizken içim içim ağlıyorum
içiyorum, acı acı içiyorum
halim ahvalim berbat
kurt kuş börtü böcek
seyrimde ağlıyor
gülüyorum

sen beni dağıtıyorsun
sen beni dağıttığını biliyorsun
kendimi toplayamıyorum
dağılıyorum bir gırdabın içinde
çözülüyorum silüetler silik gergefte
işlendikçe sökülen söküldükçe işlenen
kıyılara kulaç kulaç nefes nefes
sevda akıyor suya filim şeridinde
herşeyı pas geçiyorum acele acele
zikirde dönen derviş deminde
sallanıyorum

aramızda bir köprü var
geçecem, geçecem ama
adı sırat

Ahmet Coşkun

Şapşik II

Ufacık dişlerin inci dizisi
Gülümsemesen görülmez
Kısık sesle konuşman şuh
Bir gizlilik taşıyor
Şaka arası el teması
Milyon vat elektrik
Titreyip terliyorum
Yanıyor uzak yakın
Alevlerle boğuşuyorum
Ruhum çarmığa

Yorgunluğun bir öfle
Kendini salınca uzun uzadıya
Saçların döküldükçe yüzünü
Periler pervane koşturur
Dünyaya boş vermişliğin
Boşluğumu dolduruyor

’Sen nasılsın’ işte bu ses
Ah bu tonda bu naz bu avaz
İşte o an kolum kanadım kırılıyor
- Eh iyiyim
Sen varsın ya başka ne isteyim
Çayı sevdiğimi bilsen de
Sen bir kahve yap ak ellerinle
Sen döndükçe ben divaneyim
Valla ö(y)leyim özlemişim

İki şikayet et hayattan
Biraz anlayışsız dost arkadaştan
Kalabalıktan eve varıştan
Ne bitmez işler yarına telaştan
Sokuşturma iki sohbet arasına
Aşk soğuyup sevda kaynamasın
Kurban olduğum hele dur
Fincan kapattım fala bak
İki atıver gönlünce


Coşkûnî