Unutmayın/Unutturmayın!
UNUTMAYIN/UNUTTURMAYIN!
Dün gibi anımsadığım sevdanın ilmek ilmek işlendiği kök boyası henüz kurumamış kilimin ucunda, kıyısında, köşesinde kanat çırpmaya hazır gagasında zeytin dalı bem-beyaz, pür-ü-pak gözleri şafak gibi parlak sembol güvercinin öyküsünü anlatırken nasıl da ürpermişti yüreklerimiz; avuç, avuç yanarken arzın göbeğinde; bedenim kas-katı yalnızca parmaklarım devinmekte, moloz mu desem, toprak mı, taş, çakıl, kum, tahta, ve midye kabukları, kuşatmışlar dört-bir-yanımı seni arıyor gözlerim, neredesin sesin, soluğun, nefesin gülüşlerin, acıların, sevinçlerin bir-bir dokunarak geçiyorlar düşlerimde, insanın insanı kazdığı yerde insanın insana kazdığı çukurda sesler mi duyuyorum, yoksa bir hayal ve sesim kendimden öte yankı bulmuyor; buz gibiyim, küskünüm, yapa-yalnızım şu karanlık olmasa, bir parça soluk alabilirim lakin, zifir karanlık ve buz kesen soğuk kas-katı bedenime gömülüyor, günler-günleri kovaladıktan sonra uzak durun benden, bırakın üzerimde tepinmeyi, rantınız, yollarınız, borsanız sizin olsun bana bir kilim yeter, üstüm açık kalmasın bir de, çocuklarım var sanmayın kim-lik-siz olduklarını kanımı, canımı verdiğim çocuklarım, umursamam, molozlarla taşıyın bedenimi kirli ellerinizle dokunmayın çocuklarıma gün döner, gece döner, çağ döner sol yumruğum taşı yarıp yapışır yakanıza unutmayın/unutturmayın! 24/25 Şubat 2023, Akarca Kederimi açıklamaya yetmez __________________sözcükler diyarında aydınlığa gebe __________________karanlık zamanlarda __________kalmışsam bir başıma ___________________vah-ey! |