işte o anda
Gölgesi yanındaydı yürüyen adamın
Başını kaldırmadan yürüyordu yaşlı ve yorgun Ses çıkarmadan gittiği yolda Sendeledi… Düşer gibi oldu bir ara giderken Tutayım dedim koştum. Düştü ben tam tutayım derken Ne kadar ağırsa kaldıramadım Bir genç gördü bizi Koştu. Tuttu kaldırdı yerinden Bastonum dedi adam bastonum vardı benim Bir sağa bir sola bakındı. Titreyen ayakları üzerinde zor dururken Gözleri doldu, onu ağlayacak sandım Ağlasa ben de ağlardım. Üstünü başını silkeledi cılız elleri ile Direndi bastona Tekrar yürümeye başladı kaldığı yerden Bakarken arkasından kendimi düşündüm. Onun yaşında olacağım yıllar geldi birden aklıma Dişlerim dökük Etlerim sarkık alnım kırışık Yaşlanmış hayata küsmüş halimi İşte o zaman doldu gözlerim Birkaç damla yaş düştü yerinden. Adam gitmiş o uzaklaşırken yanımdan Ben düşünerek gidiyordum Yaşlanınca onun gibi olursan diyor kendimi onda görüyordum Ve sonra Dert dökeceğim dert dinleyeceğim dostlar geldi aklıma Birden üzüldüm Hatırını kırdıklarım küstüklerim Sıktı canımı Küs olmanın acısını yaşadım. Ağır adımlar ile giderken. Giderken hep düşündüm. Yalnız yaşamanın vereceği acıyı Belki evde Belki bir huzur evinin tenha bir yerinde Yalınız ölümü beklerken Ayaklarım bir ileri iki geri gitmeye başladı. |