Siyaset'üstü benduygu yoğun ânım saat-i eşrefim sıfır zımparalı fikrimi sürüyorum nasırı paslı yüreğime vicdanım beyaz peynir küfü karanlığa kırılıyor göz ferinde kar buğusu çıkarlara çarpıyor üç işlemin siyasi sanat sınıfı kör kandilin ışıkları boşluğa dökülen sızıları ararken, yalandan acıyorum kendime kimse anlamıyor sinsiye pusu atmış sevincimi çünkü onlar kimse değillerdi ! yükleri ağır canlılar meçhule söylenip koşuyordu yıllanmış âhlarıyla ve kentin meydanına inmişti tanrının biri kapanmıştı kin’dar uzvuyla seçimlerin devasa cilâlı taş sandığına sessizliği yırtamıyordu gün ayazı bakarken tarihin bin yıllığına barbar ve vandaldı doğa sormadı bir türü ruhuyla yok ederken dünya’ya avazı yorgun insanlığın dili uzanıyordu akıl çölünün kaktüs yarasına... en başta ben değiştirdim alem-i kıyafeti, sınırsız kuru bahçe bomboştu.. insan bitti ! dediler gönül enkazımda şairler de yoktu tek hissettiğim yalnızlığın soluğuydu belleğimi terkeden sessizliğin meczupları eşkalsiz sorgucuya yazılmamış bir şiiri okuyordu doğruymuş meczuba ceza-i müeyyide yokmuş... .. |