ÖDÜM KOPUYOR
ÖDÜM KOPUYOR
Candan ziyade camdanmış gönül teknem, Bir bîvefânın elinde -tutamaz da- düşersem, Sudan sebeplerle kitresi kırılır diye ödüm kopuyor. Yumuşacık suyunda canlanıp da Yalan dünyanın rengine aldanıp da Mevsimsiz bir baharda açar diye ödüm kopuyor. Vahdeti çizdiğin Elif’in, tek yapraklı lâlenin, Hüznünle suladığın nâlân menevşenin, Çam râyihâlı gülün rengi solar diye ödüm kopuyor. Bülbül yuvası derken çarkıfelek çıktı. Kardelen dilerken hercai çıktı. Sümbül suda nergise döner diye ödüm kopuyor. Meğer, ne zormuş suya yazı yazmak, Beyhûde bir ömrü takvimden saymak, Tırnaklarımla tutunmadan giderim diye ödüm kopuyor. Sanatın içinde sanat varken, Hayatın içinde hayat varken, Bir kaşık suda boğulurum diye ödüm kopuyor. Sonsuz semânın, ebr-i nîsânın, Su’yun sahibi; Ey Musavvir! Tüm sanatlar seni anar, seni yazar; senin taklîdin, senin tasvîrindir. Lütf u inayetini unutup kerâmeti kendimden bilirim diye ödüm kopuyor. Hamiyet Su Kopartan ✍ 10.02.2022 06.36 |
Asıl korkulması gerekeni en sona saklamışsınız.
Diğer korkulara gelince...
"Gönül teknemiz" önünde sonunda delinecek, su alıp batacak. "Bir bîvefânın elinde" olmasa da, ömür dediğimiz törpünün altında un ufak olacak.
Ancak hayat böyle! Dünya düzenini böyle kurmuş Yaratan. Bütün güzellikler solacak, eriyip toprağa akacak.
Dâvûd-i Tâî hazretleri, fıkıh ilminde İmâm-ı Âzam'ın talebeleri içinde en önde gelenler arasındaydı.
Kendisine "Efendim, bu mertebeye, bu makamlara nasıl ulaştınız?" diye sual ettiklerinde şu cevabı verdi:
"Bir sokaktan geçerken şarkıcı bir kadından şu sözleri duydum:
Hangi güzel yüz ki, toprak olmadı,
Hangi güzel göz ki, yere akmadı.
Bu sözler bana öyle tesir etti ki o gün tövbe ettim."
●
Yine de "Bir bîvefâ"nın korkusu ile gönül teknesini suya hiç indirmeden karada çürümeye terk etmemeli. Açık denizleri görmeden, dalgaları arasında batıp çıkmadan öylece kıyıda beklemenin âlemi ne? Karada çürüyüp gitmektense, dalgalar arasında kaybolup gitmeyi yeğ tutarım. Biz kalbimizi sağlam tutalım, Hakk'ın ipine sarılalım; kim bilir, denizde kaybolsak bile, bir Yunus balığı karnında misafir eder bizi.
Kim bilir, belki "bir bîvefâ" da vazifelidir Hakk tarafından. Alacak seni, daldırıp çıkartacak denize; belki su yutacaksın, gözlerin yanacak. Lâkin, unutma; ölürsen de denizde öleceksin. "Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." âyeti Hakk aşıklarının yol azığıdır. "Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler."