KUDÜS ÇOBANLARIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kudüs Çobanları şiiri, Aralık 2023’te gerçekleştirdiğimiz Kudüs ziyareti vesilesiyle alanda yazılmıştır.
Filistin dağlarında çıplak bir çoban Mescid-i Aksa’yı bekler, uzaktan Yüreğinde taşır yakmayan ateş Bakar dört bir yana bakar mahzun Bakar, korku ve ümit sancıları çekerek Mekke nurunun tuluunda erir elbet Şirk mabetlerinin yaydığı karanlık biter Her yan zeytin ağacıdır her yan, Tuva Yakmayan ateşin hitabı duyulur her çalıdan Tur-i Sina’dan ve Hira’dan ses gelir Lakin işitmez kalbi kapalı gördüğünden Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban Kıl çadırında oturmuş kardeşlerin Musa’nın ve İsa’nın yakını Lahavle çeker la’da kalmış asra Yemin eder ‘illa’nın Rabbine Bilir zalimler hayır görmeyecek Ömürden, maldan, evlattan... Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban Kalbin hidayet bahçelerinde dersler okur Yakmayan ateşin ışığını taşıyanlardan öğrenir Can kimin ki Cananından esirgesin, çoban Yakmayan ateşin mübarek beldesinde muallim Âdem Safiyullah Nuh Neciyullah İbrahim’dir Halilullah. Musa! O, Kelimullah İsa’yı kıldı Ruhullah Muhammed’i Habibullah Çoban, Hakkın medresesinde yetişir Yetişir, mümine bu irfan yetişir —toprağın hortladığı yer Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban Eriha’nın hortlaklarından kaygı duymaz Mor çiçekli duvarlarında durmuş zaman Hava kurşunî renkte daim, ölüm her an, hayat uzak Hakkın intikamı ise yakın, Hak kurunca tuzak Lut’un ölü denizinde derinleşir metruk sessizlik Hayale döner coğrafya, bir hiçtir Sodom ve Gomora Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban Utanır! Eriha dağının keşişlerinden İsa’yı, Şeytanla kırk gün halvete sokar İsevî kurgu direkteki koyun gibi kokar Hakikat mi aradığın, sandığın şey Duy öyle ise duy: Ümmetsizdir İsa ve Davud Davud, Davud’a okur Kur’an; İsa, İsa’ya burhan Ağlama duvarında salınır Benî İsrail Heva’sını ilah edinmiş kâhin Tevrat okur Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban Bilir, Hakkın elini tutan, netsin Yahya elini Gafil, Hakkın eli sanır, Şeria çayını Oysa bilir, bilir ki peygamberler “La ilahe illallah” sularında yıkanır Tanır Çoban, Şeria nehrinin bulanık sularını Hangi su temizler bilir, yürek kirini Bilir, vaftiz suyuna batsa da teni Musa’sız Benî İsrail, İsa’sız İsevî Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban “Sadece sana ibadet ederiz Sadece senden yardım dileriz” okur Kudüs âmin der Mekke âmin İstanbul âmin der Buhara Semerkant âmin, âmin Hak nurunu istemeyen habis Ayrım duvarları arasında yorar ümmeti Bilmez bedenler olsa da hapis Hür gönüllüdür Müminler Allahu Ekber’le diri kalpler İşitir elbet işitir İsa’nın Rabbi Kim Musa kim İbrahim Kim Muhammed Mustafa Onunla Allah... duysana! Süleyman Mağarasında iki ayaklı şeytan Siyon ayini yönetir, onun ya meydan! Mikail ise takvime bakar, gün sayar Yasası değişmez Hakkın, iyi baksan Her azgının hakkı hâk ile yeksan... Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban Yakmayan ateş kesmiş yüreği Beş koldan beş zamana haykırır Ayrılmayın Allah’ın açtığı yoldan Sarın, sarın Kudüs’ü her koldan Mudil mazharı küstah bir krallık Zaman aktı ise akmadı ya tarih Nereye gitti dersin şunca tiranlık Hakkı bilmeyen bilmez Bilmez ki taş yarılır İçinden çıkar Allah’ın imtihanı Gaipten iner indikçe süvari Kudüs taşlığında büyür gerilim Cehennem rasat eder Hazırlanır zebani Beyt-i Makdis’i korur Korur elbet Beytullah’ın sahibi... —Gelenler yaklaşıyor! Çıplak Filistin dağlarında çıplak bir çoban Gönlünde yakmayan ateş Bilir, garip günler gelecek, yakın Meryemsiz İsalar çağı başlayacak Deniz yarılacak, derin Rasat etmekte cehennem Gayp zalimlere bağıracak Duyacak Siyon: Lut, Ad Semud azgınının Duyduğu gibi, duyacak Kur’an ki o tevhid gemisi Gemide Hakkın her nebisi Hak kılavuz kıldı Muhammedi Seslenir cümle enbiyası Binin binin ref olmadan La İlahe İllallah gemisi —Çobana veda Sana bir tepeden baktım İstanbul gibi aziz Kudüs Gördüm sevmediğim çok yer Gerçi efsunludur zahirin Revnaklı çehren şen, ey peri! Ürperir senden mazisi olan Görünce batnındaki ifriti Süleyman tahtında oturur Roma Mısır’ın köleleri kim? Ehl-i iman! Hiç çekilmemiş çıkmamış senden Roma lejyonları yine putperest Kamçı? Kamçı serbest, köleye! Duydum yankısız tekbirlerin yakarışını Zeytin Dağı çarmıhlarına çakılı Sıra sıra Filistin İsa’larından Ey çoban! Ey ülkesinde sürgün Neyin kaldı neyin Çiğnenmedik, ey Harem Olamadık mahrem Yarana merhem... M. Talât Uzunyaylalı |
Emeğine yüreğine sağlık
_______________________Selamlar