Kabağında Sahibi Var
Gecenin zifir karanlığı inden cinden ses yok
Duyamaz kimse sesini duyacak kimsede yok Uzaktan bir parıltılı ışıklar görünmekte Meçhul yolcu ışıklara bakıp ümitlenmekte Mevsim sonbahar ağaçlar yaprağını dökmekte Yol uzun, tepeler arasından köye dönmekte Bir kadın yalnız çaresiz karanlığın koynunda Hızlı adımlarla ALLAH’a, teslim yol almakta. Sadece söylediği ’’Allahım sahibim sensin’’ Sen; kuyuya atılan Yusuf’u gözetleyensin’’ Suçsuz günahsız yere aylardır kaldığı zindan Sonra gecenin yarısı dışarıya salınan. Bir kadın; hürmet gösterilmeden kadınlığına. Salınıyor gecenin zifiri karanlığına. Yaşlı adam yatağından ürpererek kalkıyor Evinin penceresinden sağa sola bakıyor. Karanlık bayağı koyu alem sessizmi sessiz O karanlık gecede rüzgarda yok hava sessiz Yaşlı adam yeniden yatığına uzanırken Gördüğü rüyası tekrar canlanır gözlerinden Hız ile kalkar yataktan uyandırır eşini ’’Hanım rüyamda gördüm insanlık güneşini’’ ’’Emretti Resulullah git dedi güneye doğru’’ Resulullah dedi ise rüya mutlaka doğru Gece vakti hanımıyla bindi arabasına Ve düştüler karanlıkta güneye giden yola Karanlık ki yer ile gök sadece yol aydınlık Alahım bu ne hikmettir kimdedir bu yalnızlık Çaresizce bir kadın var elinde yırtık çanta Ellerini kaldırır koşun der gibi imdada Adam eşine bakar ve sonra basar firene Durdurur arabasını sorar bacım de hele Kadın yorgun ve bitkin konuşmaya medeti yok Şükrediyor Allaha göz yaşlarını dökerek Yaşlı adam şefkat ile kadına yalvarıyor ’’Siz kimsiniz necisiniz ne olur anlat’’ diyor Benim gibi günahkara Resulullah gelerek Bir emir verdi yerleri gökleri inleterek Kadın hıçkırık la anlatır başından geçenleri Yaşlı adam der yarab kahreyle sen zalimleri. Bu sadece bir anektot benzeri onlarca var Bir gün hakkın huzurunda sorulacaktır bunlar Yapılan onca zulümün mutlaka hesabı var Unutmasın ki zalimler kabağın sahibi var |