Rüya
Bir kız bulmuşlar bana, gittik gördük evleri,
Curcuna bol otobüs durağına benziyor Kılı tüyü ganice, bir tuhaftı halleri Deli dolu kahveci çırağına benziyor Sürmüş de sürüştürmüş, her nesneden takısı Abartısız, ta arşa ulaşmıştı kokusu Çok sinsi görünse de biçarenin tekisi Elleri fırıncının küreğine benziyor Ye desen yenilmiyor lapa gibi aşları Kahkaha desem değil bir farklı gülüşleri Ağız değirmen taşı, çarpık çurpuk dişleri Rahmet ola nenemin tarağına benziyor Kanepede kaplamış iki kişilik yeri Bir taraftan siliyor yüzünden akan teri Altta pijama terlik, üstte dar bir entari Rengi azcık vişnenin çürüğüne benziyor Tam mutfağa girerken yakaladı bizleri Ağzında geveledi anlaşılmaz sözleri Kaşları dal kurusu, ya irice gözleri Bizim köyde imamın eriğine benziyor Uzaktan bakılınca normal görünür fakat Yakından eli çolak, ayağı biraz sakat Boyu yüz elli santim, göbeği çıkmış kat kat Mahalle bakkalının tereğine benziyor Pek de hayra yoramam ben bu işin sonunu Ne çapını diyeyim ne siz sorun enini Çatlaklar ayan beyan kaplamış tüm tenini Ekin bitmez toprağın çorağına benziyor Kalkmak için istedik kız babasından izin Birdenbire ekşidi, asıldı yüzü kızın Epeyce anlattım ben, yani kısası sözün Beli muhtar emmimin orağına benziyor Bir gariplik var bunda her şey bu kadar aksi Kıvranıp da uyandım şükür rüyaymış hepsi Açlık beni götürdü mutfağa baktım tepsi Tattım, kıymalı Harput böreğine benziyor Vedat Yılmaz Elazığ /2022 Gözlerin Kitabı’ndan... |