Beni Karanlığa Ser
Dakikalar geçiyor içimden
Yaşantıları zihnime dökerek Usulca sersen beni şu karanlığa İçeri girecek aralık bulamasa da çıldırsa ışık Yağmur damlaları eksik parçaları çaksa ruhuma Bir o yanıma bir bu yanıma sallansam ağzımda bir pipo Ne kadar kekik kokusu aşk Ne kadar boğulmak kendinde Üstelik kayalıklarda deniz fenerleri yok Bulmak ne kadar parçalıyor insanı Hatta bulamamak bile Hani o dağlardan gürül gürül akan o yaman yüreğim? Hani o geçit vermeyen Deli Dumrul yüreğim? Rüzgarda sürüklenen bir yaprak gibi elleri Hayata dokunmaya korkan parmakları bir meltem kadar naif Kendini arayamayacak kadar kör Bulsa koruyamayacak kadar korkak Artık beklemekte beklememekte yasak Sen en iyisimi beni karanlığa ser dostum Serpilemeyim üzerimde Yağmur ruhumu çarmıha gersin Zaman kırbaç kırbaç acılarını dindirsin |