BADELİ ÂŞIK ÇOLAK HASAN (Kazancı-1891-1949) (ŞENSES)
Halk ozanları arasında bir ‘’ Badeli Âşık ’’ efsanesi anlatıla gelir.
Anlatıya göre dara düşen Aşığa din önderleri rüyasında bade içirir. İçtiği bade Âşığa şiir söyleme yeteneği kazanmasında, dini bilgiler ile din ilmini öğrenmesinde, kişinin, âşıklık özellikleri kazanmasında önemli etkendir. Ercişli Emrah,Ferrahî, Musa Merdanoğlu, Hıfzî, Pervanî, Müdamî, Feymanî, Âşık Revaî, Âşık Burhanî, Âşık Kemalî, Aşık Hüdami Baba ve Âşık Hüdaverdi gibi halk ozanları Badeli Aşık geleneğinden gelenlerdendir. • Dara düşen Aşığın imdadına Pir, Üçler (Hızır Nebi, İlyas Nebi ve Kutup Nebi) Beşler (Ehl-i beyt yani Hz. Muhammed’in aile efradıdır.), Yediler, Kırklar, Hz. Ali gibi din Uluları yetişir ve bade içerek dillerini çözer. Gelelim bu özet bilgilerden sonra Çolak Hasan’a. Çolak Hasan darın eşiğinde olmayıp darın beşiğindedir. Beşik yaşında hem annesini hem babasını kaybeder. Üstüne üstlük çolaktır ( El parmakları yok) Akrabaların yanında itile kakıla büyür. Çolak Hasan eğitim haklarından yararlanamaz. Okur yazar değildir. Çolak Hasan ergenliğe erdiğinde bir gece rüya görür. Rüyada kendisine fincanda bir bade sunulur. Çolak Hasan tadını acı bulur ve fincanı fırlatır. Rüyadan sonra Çolak Hasan maniler söylemeye başlar. Manileri dilden dile dolaşır. Çolak Hasan’ın kendi anlatımına göre badeyi içseymiş saz da çalıp söyleyebilecekmiş. Çolak Hasan Korumacılık görevini yürütür. Koruma görevi yaptığı yer Kırkkuyu yaylası. Çobanların gözdesi. Bir yandan ekin arazisi bir yandan otlak. Ekin sezonu çobanların girmesine yasak alan. Çolak Hasan Çoban Armutlu Hasan ve Kürt Osman tarafından sık sık tehdit edilir. Çolak Hasan Şikayetini Dönemin Muhtarı Hacı Muhtara iletir. Bir gün iki gün Çolak hasandan haber alınmaz. Tüm köylü seferber olur. Kırkkuyuyu 3 gün ararlar. 3. Günün sonunda çolak Hasan’ı bir çekmenin kenarında kafası ezilmiş olarak bulurlar. Bu olayı adaşı Çolak Hasan: ’’ Kırkkuyu’yu dolandırdılar Kebenden indirdiler Canım gibi kafayı Kefkiye çevirdiler’’ şeklinde ifade eder. Husamettin ERDEM; ’’’ Kaç yıldır nerde kaldı Sinan’ın Çolak Kızlarımız yakımsız kaldı haberin var mı’’ şeklinde dile getirir. Çolak Hasan’ın öldürülme suçu önceden olan kuşku üzerine Armutlu Hasan ve Kürt Osman’a yıkılır. Armutlu Hasan ve Kürt Osman 5’er yıl hapis yatar. Olayı gören tanıklar baskı sonucu yalancı şahitlik yapar. Yalancı şahit ses duyduğunu kimler olduğunu göremediğini söyler.( Arazinin Yapısı kısa kısa vadiler dört cephe yüksek tepelerle çevrili) Çelişki görünmese de ses duyuluyor ölü 3 gün aramalar sonucu bulunuyor. Olayın failleri yıllar sonra anlaşılıyor. Öldürenler sığır çobanı olmayıp öğrek( At sürüsü) çobanlarıdır. Öğrek çobanları önce Çolak Hasanı öldüresiye döverler bırakarak yollarına devam eder. Bir müddet sonra bu başımıza bela olur düşüncesi ile geri dönüp kafasını taşla ezerek öldürürler. MANİLERİNDEN: Gabalak’ta obası Ekin biçer bubası Kızın gönlü olursa Bok yemesin bubası Eşeğinde harar Alaca’da narar Ne ararsın obalı Kızınız tosun arar Obacılar yürüdü Toz duman bürüdü Goparanın Ayşa’yı Topal Hasan sürüdü Söğüt yaprağı yeşil Devşir Arifim devşir Öğretmenler geliyor Şekerli kahve pişir Uçurumun yolları Karambığın dalları Eğri parmak üstüne Şadiye’nin kolları Almayı yüke koydum Ağzını dike koydum Aldım yâri elinden Belini büke koydum Köyün ilk öğretmenlerinden olan Dede Öğretmen (Oğuz) kızların gözdesi olmuştur. Kızlar tarafından Dede Öğretmen’ e söylenmiş çok sayıda mani vardır. Yalnız kaynak kişiler bu kızların şu an yaşayan çocuklarının oluşu nedeni ile bilgi vermekten kaçınıyor. Dede öğretmen yakalandığı hastalığa yenik düşerek genç yaşta evlenmeden ölmüştür. Bu manileri namus değer yargıları yönünü bir tarafa bırakarak ele aldığınızda kızın hazır cevap gücü, kendini savunma gücü, zekâ gücü, ifade gücünün boyutunu görebiliyorsunuz Göğostos’un destesi Uluköyün hastası Donunu almışta kaçmış Bucak’ın ustası Bu mani de yaşanmış bir olay üzerine yazılmıştır. Olay ve olay kahramanları bilinmekle beraber belirtilmesi mümkün değildir Köyümüzün genç kızlarından biri olan ....... köyümüzün iki gencinin gözdesi olur. İki gence de gönül verir. Sonra iki genç arasında seçim yapamaz. Beklenmeyen kararını veririr Akmanastır’a Gafar Osman’a kaçar. Olayı duyan kızın babası peşine düşer, kızını yakalar saçlarından sürüye sürüye köyde daha önce kızla her hangi bir gönül bağı bulunmayan üçüncü kişiye teslim eder, nikahlarını kıydırırır. Bu olayı Çolak Hasan kendi arşivine anında kaydeder. Kaya dibi kazmalı Başı yeşil yazmalı Ebe ile Osman’ı Boş deftere yazmalı (Kaynak: Yılmaz ORTA) Dolu deftere ( Nikah Cüzdanına) başka isimler yazılınca yeni defterde Osman hanesi boş kaldığı için ozanımız: ’’Ebe ile Osman’ı Boş deftere yazmalı’’ diye kaydeder. Uluköy’den Keyvan Ahmat’ın Fatma Popas’ta keş kesesini unutur. Geri almaya geldiğinde kese yerinde yok. Kese Gökçeler Mahallesi’nden Akhoca’nın Fatma tarafından alınmıştır. Haber Ozanımıza çoktan uçmuştur. Haberi ozan hemen kayıt altına alır. Bir dalda iki kiraz Biri al biri beyaz Kurban olduğum Alah’ım Bir kese de bana yaz (Kaynak: Yılmaz ORTA) Bu geleneği sürdürerek şu anda yaşayanlardan da yakım yakanların varlığı söz konusudur. Bir örnek: Kaynak kişi, isim belirtilmesini istediği için isimsiz. Anne kızının bir gence ilgi duyduğunu, yakınlaştığını sezer ve kızını uyarır: Kandırırlar bir odaya katarlar Okka altı yaparlar Kızlık gider elinden Kurtulamazsın el âlem dilinden Kızı annesine cevap verir: Yeraltında karınca El uzatma turunca Ne olur bir kez verince Toprak dolacak ölünce (Kaynak: Mehmet TOPDEMİR.) Bir kaşık verinde çorbanıza bir dalayım Bir “ dene “ bulabilirsem, alayım Dene bulamaz, çorbanızda bunalırsam Varsın, çorbanızda bulanayım, bunalayım Bekir Hoca( Ünlü Kaynak Av. Naci SÖZEN İbrahim ŞAHİN |
İsimler geçiyor sonra.
Anılarda kalan.
Allah rahmet eylesin.
İyilik üzre olalım.
İyiliğe davet.
Şeytana lanet.
Çok saygımla Üstadım.