koç katımı -şiir II -
orta anadoluda kasım ayı ilk haftası
koç katım günleridir kuzulaması altı aydır nisanın ilk haftası döl düşümüdür her ne hikmetse kasım ayında genellikle önce dağlara sonra enginlere kar yağar buna koç karı demişiz bilimselliğini bilemiyorum da halkın kültüründen koçun koçluğunun belinin serinlemesiyle kuzuların bahar iklimiyle ilgisi varmış koç karı dün yağdı bugün eridi aktı çocukluğumda koç katımı bir düğün bayram şenliği ile kutlanırdı koçlar desenli boyanarak süslenirdi boyunlarına çoban hediyeleri takılırdı en güzel giysiler ve bilinen en güzel yemeklerle sürülerin beklemekte olduğu alana tuzla taşlarına köyde var ise davul zurna eşliğinde düğün alayı gibi belli kurallarla gidilir bu cümleden olarak en önde süslenmiş koçlar yanlarında delikanlılar onların hemen yanında yaşlı gün görmüş kadın analar arkalarında gelinler kızlar ellerinde yemek kablarıyla ve çocukların şamatalarıyla alana varılır çobanlar da aynı büyükküçük kdem disipliniyle gelenleri karşılar hal hatır hediye sunumundan sonra aynı disiplinle yerlerini alırlar kadın analar yaşlı çobanlarla bir arada olmak üzere öbeklenirler gelinler kızlar yiyecekleri sunarlar koçlar ayırarak kendi sürülerine katılmıştır. koçların sırtına küçük kız çocukları bindirilme geleneği de unutulmaz bu güzellikleri artık ancak anılarda yaşatmaktan başka yapılacak bir şey kalmamıştır. o sürüler nerede şu nerede bu nerede her birini kurt yemiş bir derede işte böyle yaşlanınca anılarla yaşanır bu da az bir nimet değil gelenekleri yaşatmak geleceğe iletmek yeni öykü roman anı şiir oyun yazımlarına konu sunmak kültür zenginliğine katkıdır karınca kararınca diyorum |
çocukluğuma gittim
koçları renk renk boyardık
boyunlarına yemişleri asardık
Sineğin bestinde koyun melemeleri koç böğürtüsü
gelinler kızlar sini sini yemekler ah ah
ne güzel günlerdi
yüreğine sağlık...